Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SOTHO : English Turkish

n. çoğunluğu başlıca Botsvana Lesothobir ve Güney Afrika'nın kuzey bölgelerinde yaşayan insanlar grubu üyesi

SOTHO : English Turkish

n. Sotho halkı tarafından konuşulan Bantu dili ile ilişkili grup

SOTO : English Turkish

n. bir soyadı; Dogen Zenji tarafından kurulan ünlü Japon Zen mezheplerinden biri (
1253); Hernando de Soto (
1542), Kuzey ve Güney Amerika kaşifi ve fatihi, Mississippi Nehri'ne (ABD) ulaşan ilk Avrupalı

SOTTISH : English Turkish

adj. ayyaş, sarhoş, bekri, içkiden aptallaşmış, küfelik, kafayı bulmuş

SOTTISHLY : English Turkish

adv. sarhoş gibi, ayyaş gibi, içkili biri gibi

SOTTO : English Turkish

adv. "sotto voce (alçak sesle)" kullanımının bir parçası, alçak sesle, (quietly, in a soft voice {sessizce, yumuşak bir sesle})

SOTTO VOCE : English Turkish

alçak sesle, fısıltıyla, pesten

SOU : English Turkish

n. beş kuruş [fr.], metelik

SOU'EASTER : English Turkish

n. southeaster, keşişleme, akçayel, güneydoğudan esen rüzgâr

SOU'WESTER : English Turkish

n. geniş kenarlı gemici şapkası, lodos, güneybatı rüzgârı

SOUBRETTE : English Turkish

n. hizmetçi kız karakteri [tiy.], şımarık hizmetçi kız

SOUBRIQUET : English Turkish

n. lakab, takma ad

SOUCHONG : English Turkish

n. iyi kalite siyah Çin çayı

SOUDRY : English Turkish

n. bir soyadı

SOUFFLE : English Turkish

n. sufle, hırıltı [tıp.]

SOUGH : English Turkish

n. uğultu, uğuldama, hışırtı (yapraklar)

SOUGH : English Turkish

v. uğuldamak, inlemek, hışırdamak

SOUGHT AFTER : English Turkish

ağbette olan

SOUGHT CLARIFICATION : English Turkish

açıklama istedi, açıklama talep etti

SOUGHT HIM OUT : English Turkish

ona tuzak kurdu, onu pusuda bekledi

SOUGHT MEDICAL ADVICE : English Turkish

tıbbi yardım talep etti, doktorun fikrine başvurdu, doktorun fikrini talep etti

SOUGHT REFUGE : English Turkish

sığınma talep etti, mülteci olmak istedi, iltica etmek istedi, korunma talebinde bulundu

SOUGHT REVENGE : English Turkish

intikam istedi, kısasa kısas talep etti, kendisine yapılan adaletsizlik karşısında tazminat talep etti

SOUGHT SHELTER : English Turkish

sığınma talep etti, mülteci olmak istedi, iltica etmek istedi, korunma talebinde bulundu

SOUK : English Turkish

n. çarşı [ar.]