English Turkish
SPILLED THE BEANS : English Turkish
açığa vurdu, sırrı ortaya döktü, baklayı ağzından çıkardı
SPILLER : English Turkish
n. döken, sıçratan, bir şeyi döken kimse, bir şeyin bir kaptan döken veya dökülmesine neden olan kimse
SPILLIKIN : English Turkish
n. mikado oyunu
SPILLIKINS : English Turkish
n. mikado çöpleri, mikado kemikleri
SPILLOVER : English Turkish
n. dağılma, taşma; dağılmış miktar, taşmış miktar, sıçramış miktar
SPILLWAY : English Turkish
n. sıvı akma yolu
SPILTH : English Turkish
n. dökme, dökülme, dökülmüş madde, dökülen şey
SPIN : English Turkish
n. dönüş, dönme, devir, çevirme, kısa gezinti
SPIN : English Turkish
v. kaybettirmek (seçim, sinav), örmek (ağ, koza vb), döndürmek, çevirmek, fırıl fırıl çevirmek, eğirmek, iplik yapmak, tasarlamak, uydurmak, dönmek, fırıl fırıl dönmek, çakmak (sınav), vril yapmak, diklemesine indirmek (uçak), kurutma makinesinde kurutmak
SPIN A COIN : English Turkish
madenî bir parayı çevirmek, madenî bir parayı düz bir yüzey üzerinde çevirmek
SPIN A YARN : English Turkish
hikâye anlatmak
SPIN BOX : English Turkish
n. (Bilgisayar) bir dizi değerler alan ve kullanıcıya mevcut değeri sabitlenmiş bir miktarda arttırma veya azaltma olanağı veren iki ok düğmesi içeren metin kutusu
SPIN DOCTOR : English Turkish
kamuoyu yaratan kimse, olumsuz tanıtımı önlemek amacıyla ünlü bir kimsenin (genellikle bir politikacının) düşünceleri ve eylemleri lehine yayımlar yapması üzere istihdam edilen kimse
SPIN DRIER : English Turkish
kurutma makinesi
SPIN DRY : English Turkish
kurutma makinesinde kurutmak
SPIN DRYER : English Turkish
n. kurutma makinesi
SPIN OFF : English Turkish
yan ürün
SPIN OUT : English Turkish
uzun uzadıya anlatmak, uzatmak, idare etmek, yettirmek, harcamak, geçirmek
SPIN ROUND : English Turkish
v. fırıl fırıl dönmek
SPINA : English Turkish
n. sırt kemiği, omurga, belkemiği
SPINA BIFIDA : English Turkish
spina bifida, belkemiğinde doğuştan gelen ayrıklık hastalığı, omurganın doğuştan ayrı olması
SPINACENE : English Turkish
n. skualen, özellikle insan sebumunda ve köpekbalıkları ile diğer balıkların karaciğer yağında bulunan renksiz yağlı hidrokarbon (Biyokimya)
SPINACEOUS : English Turkish
adj. ıspanak ile ilgili, ıspanağa ait; ıspanağa benzeyen
SPINACH : English Turkish
n. ıspanak, saçma, saçmalık
SPINACH FILLING : English Turkish
ıspanaklı dolma malzemesi, pişirilmiş yemeklerde kullanılan ıspanak karışımı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani