Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SPITTLE : English Turkish

n. tükürük, salya

SPITTOON : English Turkish

n. tükürük hokkası

SPITZ : English Turkish

n. pomeranya köpeği

SPITZ DOG : English Turkish

pomeranya köpeği

SPIV : English Turkish

n. kirli para kazanan kimse, yasadışı para kazanan kimse, karaborsacı, vurguncu

SPIVVY : English Turkish

adj. (Britanya Argosu) havalı, şık, zarif, iyi giyinmiş; dolandırıcı bir kimsenin özelliği, kuşkulu br karakter ile ilgili

SPLANCHNIC : English Turkish

adj. iç organlarla ilgili, iç organlara ait

SPLANCHNIC NERVES : English Turkish

splanknik sinirler, karna sempatik sinirler uyarıları sağlayan sinirler ile ilgili

SPLANCHNICECTOMY : English Turkish

n. splanknikektomi, splanknik sinirlerden bir veya daha fazlasının ameliyat ile alınması (Tıp)

SPLANCHNOLOGY : English Turkish

n. splanknoloji, iç organ bilimi (Tıp); bir hayvanın iç organlar sisteminin yapısı

SPLANCHNOPLEURE : English Turkish

n. splanknoplevra, bağırsakların embriyonik oluşum aşaması (Embriyoloji)

SPLANCHNOPLEURIC : English Turkish

adj. splanknoplevrik, cenine ait karın bölgesi organlarının oluşum aşaması (Embriyoloji)

SPLASH : English Turkish

interj. cup, foş, şap, şıp

SPLASH : English Turkish

n. fışırtı, sıçrama, su sıçratma, serpme, serpiştirme, şapırtı, su sesi, suya çarpma sesi, çamur sıçraması, benek, su lekesi, sükse, sansasyon, hava, fiyaka, içkiye katılan soda

SPLASH : English Turkish

v. cup diye düşmek, suya çarpmak, sıçramak, yıkanmak, sıçratmak, serpiştirmek, serpmek, yağmak, yıkamak, sürmek (boya vb.), reklâmını yapmak

SPLASH AGAINST : English Turkish

-e karşı sıçratmak,
nin üzerine fışkırtmak,
nın üzerine serpiştirmek

SPLASH GUARD : English Turkish

n. çamurluk saçı, deflektör

SPLASH SCREEN : English Turkish

n. (Bilgisayar) açılış ekranı, bir bilgisayar yüklenirken veya bir program açılırken beliren ve genelde bir logo yazarın adı telif hakkı mesajı ve yazılımcı şirketin iletişim bilgilerini içerebilen başlangıç ekranı

SPLASH WITH MUD : English Turkish

v. çamur sıçratmak

SPLASHBACK : English Turkish

n. lavabonun üzerine veya sobanın arkasına dik bir şekilde konulan ve bulunduğu alanı sıçramalara karşı koruyan su geçirmez pano

SPLASHBOARD : English Turkish

n. çamurluk

SPLASHDOWN : English Turkish

n. uzay gemisinin denize inişi

SPLASHER : English Turkish

n. çamurluk, siper, kalkan

SPLASHILY : English Turkish

adv. sıçrayarak, sıçratılarak; sıvı serpintileriyle; sıçratma sesiyle, şarıltı sesiyle; gösterişli bir şekilde, göz alıcı bir şekilde

SPLASHINESS : English Turkish

n. gösterişlilik, göz alıcılık