Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SPRINGFIELD : English Turkish

n. İllinois'in (ABD) başkenti; ABD'de bazı şehirlerin adı

SPRINGILY : English Turkish

adv. esnek bir şekilde, elastik bir şekilde, çabucak kendine gelen bir şekilde

SPRINGINESS : English Turkish

n. esneklik, yaylanma, yaylılık

SPRINGING : English Turkish

n. tıkama, doldurma, tonoz başlangıcı, sıçrama

SPRINGING OF A VAULT : English Turkish

n. tonoz başlangıcı

SPRINGLESS : English Turkish

adj. esnek olmayan, elastik olmayan; cansız, hayatsız, enerjisiz, enerjik olmayan

SPRINGLIKE : English Turkish

adj. ilkbahara benzeyen, ilkbahar benzeri, ilkbahar mevsimine benzeyen

SPRINGTIDE : English Turkish

n. bahar, heyecan, coşku, denizin aşırı kabarması, şiddetli met hareketi, ilkbahar

SPRINGTIME : English Turkish

n. ilkbahar, bahar

SPRINGTIME OF LIFE : English Turkish

hayatın baharı, gençlik, çocukluk, hayatın başlangıcı

SPRINGY : English Turkish

adj. yaylı, yay gibi, esnek, canlı, elastiki, enerjik, zıpkın gibi

SPRINKLE : English Turkish

n. serpinti, çiseleme, ekme, azıcık miktar, tutam

SPRINKLE : English Turkish

v. serpmek, serpiştirmek, sulamak, ıslatmak, lekelemek, ekmek, saçmak, çiselemek, saçılmak

SPRINKLE FLOUR : English Turkish

un serpmek, un serpiştirmek, ince bir un tabakası serpmek

SPRINKLE OF : English Turkish

adj. azıcık, bir tutam

SPRINKLE SALT : English Turkish

tuz serpmek, tuz serpiştirmek, yemeğin üzerine tuz serpiştirmek

SPRINKLE WATER : English Turkish

su serpmek, su serpiştirmek

SPRINKLED : English Turkish

adj. saçılmış, serpiştirilmiş, serpilmiş, damlalar halinde dağıtılmış; üzerine dağıtılmış, rastgele saçılmış; fışkırtılmış, taşırılmış

SPRINKLER : English Turkish

n. sulama sistemi, fıskiye, yağmurlama sistemi, püskürtücü, yangın söndürücü, kutsal su kabı

SPRINKLER SYSTEM : English Turkish

sulama sistemi, yağmurlama sistemi

SPRINKLES : English Turkish

n. parçacıklar, dondurma üzerine sos olarak serpiştirmek üzere kullanılan küçük çikolata veya şeker parçacıkları

SPRINKLING : English Turkish

n. serpinti, ekme, serpme, tutam, azıcık miktar

SPRINKLING OF : English Turkish

adj. bir tutam, azıcık

SPRINKLINGLY : English Turkish

adv. serpiştirerek, saçarak, dağıtarak, geniş bir alana yayarak

SPRINT : English Turkish

n. sürat koşusu, hızlı koşma, koşuşturma, acele iş