Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SPRUNT UP : English Turkish

ahatsız edilmiş, çileden çıkarılmış, provoke edilmiş

SPRY : English Turkish

adj. çevik, dinç, faal, açıkgöz

SPRYLY : English Turkish

adv. enerjik bir şekilde, dinç bir şekilde, canlı bir şekilde, aktif bir şekilde

SPRYNESS : English Turkish

n. enerjik olma durumu, dinçlik, canlılık, aktiflik

SPUD : English Turkish

v. çapalamak, kazmak

SPUD : English Turkish

n. çapa, mala, spatula, kısa ve kalın şey, patates

SPUD OUT : English Turkish

v. çapalamak, çapayla sökmek

SPUD UP : English Turkish

v. çapalamak, çapayla sökmek

SPUE : English Turkish

v. kusmak, istifrağ etmek, kusturmak

SPUE FORTH : English Turkish

v. kusmak

SPUE OUT : English Turkish

v. kusmak

SPUE UP : English Turkish

v. kusmak

SPUMANTE : English Turkish

n. beyaz bir İtalyan şarabı türü

SPUME : English Turkish

n. köpük

SPUMESCENT : English Turkish

adj. köpüklü, köpükleri olan, köpüğü olan

SPUMONE : English Turkish

n. meyve ve ceviz parçacıkları içeren İtalyan dondurması; hafif İtalyan dondurulmuş kreması

SPUMONI : English Turkish

n. meyve ve ceviz parçacıkları içeren İtalyan dondurması

SPUMOUS : English Turkish

adj. köpüklü, köpüksü

SPUMY : English Turkish

adj. köpüklü, köpüksü

SPUN : English Turkish

adj. iplik haline gelmiş, eğirilmiş, lifi, çekilmiş, inceltilmiş, bükülmüş

SPUN GLASS : English Turkish

n. cam lifi, cam ipliği

SPUN GLASS : English Turkish

n. süzme amacıyla kullanılan cam elyafı, cam lifleri, cam iplikleri, cam telleri

SPUN GOLD : English Turkish

altın tel, altın sim

SPUN SILK : English Turkish

n. pamuklu ipek ipliği, kaba ipekli dokuma

SPUN SUGAR : English Turkish

keten helvası, pamuk şekeri, şekerden yapılan yumuşak ve kabarık tatlı şekerleme