Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

SPUN YARN : English Turkish

ısparçına

SPUN-OUT : English Turkish

devam etti, devam ettirildi, sürdü, sürdürüldü

SPUNK : English Turkish

n. kav, alev, kıvılcım, öfke, hiddet, cesaret, yüreklilik, ataklık

SPUNKINESS : English Turkish

n. cesaret, cesurluk, metanet, atılganlık, yiğitlik (Argo)

SPUNKY : English Turkish

adj. cesur, yiğit, atak, sinirli, çabuk kızan, parlayıveren, öfkeli

SPUR : English Turkish

n. mahmuz, dürtü, güdü, dağ kolu, meyve veren kısa dal, çıkıntı, cumba, payanda, destek

SPUR : English Turkish

v. mahmuzlamak, mahmuzla vurmak, dehlemek, teşvik etmek, dürtmek, mahmuz takmak

SPUR GEAR : English Turkish

alın dişlisi, düz dişli

SPUR GEARING : English Turkish

n. düz dişli düzeni

SPUR SMB. ON : English Turkish

n. dürtmek, teşvik etmek

SPUR TO : English Turkish

-a cesaretlenmiş,
a cesaretlendirilmiş,
a teşvik edilmiş

SPUR TO ACTION : English Turkish

eyleme sevk etmek, faaliyete teşvik etmek, eyleme kışkırtmak

SPUR TRACK : English Turkish

yan hat, tâli hat

SPUR WHEEL : English Turkish

düz dişli çark, alın dişlisi

SPUR WINGED : English Turkish

adj. diken kanatlı [bot.]

SPURGE : English Turkish

n. sütleğen

SPURIOUS : English Turkish

adj. sahte, yapma, yapay, suni, kalp, gayri meşru, evlilik dışı, piç

SPURIOUS CLAIM : English Turkish

yalan iddia, yanlış iddia, düzmece iddia, doğru olmayan sav

SPURIOUS RESPONSE : English Turkish

şüpheli cevap, kuşkulu yanıt, iki anlamlı cevap, belirsiz yanıt

SPURIOUSLY : English Turkish

adv. yalan bir şekilde, düzmece bir şekilde, sahte bir şekilde, yapay bir şekilde

SPURIOUSNESS : English Turkish

n. taklit oluş, sahtelik

SPURN : English Turkish

v. tepmek, tekme atmak, reddetmek, geri çevirmek, hiçe saymak

SPURN HIS OFFERS : English Turkish

onun tekliflerini reddetti, onun tekliflerini geri çevirdi

SPURRED : English Turkish

adj. mahmuzlu, uzantılı

SPURRED INTO ACTION : English Turkish

eyleme teşvik etti, başkalarını harekete geçmeye sevk etti, eyleme geçmeye sevk etti