Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STARLIT : English Turkish

adj. yıldızların aydınlattığı, yıldızlarla aydınlanmış

STARR : English Turkish

n. bir soyadı

STARRED : English Turkish

adj. yıldızlı, yıldız işaretli, yıldızı, zodyak'ın etkisinde olan

STARRY : English Turkish

adj. yıldızlı, yıldızlarla dolu, yıldızların aydınlattığı, yıldızı, ışıl ışıl, parlak

STARRY EYED : English Turkish

parlak gözlü, hayranlıkla bakan, naif, romantik

STARS AND STRIPES : English Turkish

amerikan bayrağı

STARS AND STRIPES FOREVER : English Turkish

sonsuza kadar Amerika, John Philip Sousa tarafından bestelenen marş

STARSIEGE : English Turkish

n. İnternet üzerinden oynanan gelişmiş bilgisayar oyunu (Dynamix tarafından üretilen)

START : English Turkish

her iki ülkeninde daha fazla nükleer silah üretiminin azaltılmasına karar verdikleri ABD ve eski Sovyetler Birliği arasında imzalanan Ekim 1992 paktı

START : English Turkish

n. başlama, start, başlangıç, çıkış, yola çıkma, harekete geçme, avantaj, sıçrama, fırlama, ürkme

START : English Turkish

v. başlamak, koyulmak, yola çıkmak, kalkmak, hareket etmek, kaynaklanmak, fırlamak, çalışmak (motor), ürkmek, irkilmek, başlatmak, çalıştırmak, çıkarmak, kurmak, desteklemek, yöneltmek, tartışmaya açmak, ürkütmek, korkutup kaçırmak, gevşetmek

START A HARE : English Turkish

konuyu saptırmak, dikkatleri başka yöne çekmek

START DOING : English Turkish

v. el atmak

START FROM SCRATCH : English Turkish

sıfırdan başlamak

START FROM THE SCRATCH : English Turkish

sıfırdan başlamak

START IN : English Turkish

aşlamak, koyulmak, atılmak, girişmek

START MENU : English Turkish

n. başlangıç menüsü, kişiye bilgisayarında en çok kullanılan programlara kolay erişimi sağlayan bir menü gösteren Microsoft Windows'ta kullanıcı arayüzü menüsü

START OFF : English Turkish

aşlamak, koyulmak, yola çıkmak

START OUT : English Turkish

girişmek, koyulmak

START TO MOVE : English Turkish

v. harekete geçmek

START UP : English Turkish

ayağa fırlamak, fırlamak, sıçramak, çalışmak, çalıştırmak

STARTER : English Turkish

n. aperatif, meze, starter, marş motoru, başlayan kimse, başlatan kimse, yarışta çıkışı veren kimse

STARTING : English Turkish

adj. başlangıç, çıkış, başlama

STARTING : English Turkish

n. başlama, hareket, çalışma, çalıştırma, koyulma

STARTING LINE : English Turkish

start çizgisi