Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SUCCESSION DUTIES : English Turkish

n. veraset ve intikal vergisi

SUCCESSIVE : English Turkish

adj. üst üste olan, peşpeşe, ardışık

SUCCESSOR : English Turkish

n. halef, varis

SUCCESSOR IN INTEREST : English Turkish

n. halef

SUCCESSOR TO THE THRONE : English Turkish

n. tahtın varisi

SUCCINCT : English Turkish

adj. kısa, özlü, az ve öz

SUCCINCTNESS : English Turkish

n. özlülük, kısa ve özlü olma

SUCCOR : English Turkish

n. yardım, imdat, destek kuvvetleri, yardıma gelenler

SUCCOR : English Turkish

v. yardıma gelmek, yardımına koşmak, imdadına yetişmek, yardıma koşmak

SUCCORY : English Turkish

n. hindiba

SUCCOT : English Turkish

n. Yahudiler'in ıssız çölde kırk yıl amaçsızca dolaşmalarını anmak için yapılan Yahudi festivali, Tabernacles Bayramı

SUCCOTH : English Turkish

n.
9 günlük hasat bayramı, Yahudiler'in ıssız çölde barakalarda yaşadığı kırk yılı anmak için yapılan festival (Yahudilik)

SUCCOUR : English Turkish

n. yardım, imdat, yardıma gelenler

SUCCOUR : English Turkish

v. yardıma koşmak, yardımına gelmek, yardıma gelmek, imdadına yetişmek

SUCCOURY : English Turkish

n. hindiba

SUCCULENCE : English Turkish

n. lezzetlilik, sulu olma

SUCCULENT : English Turkish

adj. sulu, özlü, lezzetli, dolgun, etli, dinç

SUCCUMB : English Turkish

v. dayanamamak, karşı koyamamak, pes etmek, yenilmek, ölmek

SUCH : English Turkish

pron. bu gibi, o gibi

SUCH : English Turkish

adj. öyle, böyle, bu gibi, bu tür, o kadar, çok

SUCH : English Turkish

adv. çok, öylesine, böylesine, oldukça

SUCH A ONE : English Turkish

n. filan kişi, öyle biri

SUCH AND SUCH : English Turkish

falan filan, filanca

SUCH AS : English Turkish

gibi, örneğin, meselâ

SUCHLIKE : English Turkish

pron. böylesi, benzeri, bu gibi