Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SUCHLIKE : English Turkish

adj. böylesi, benzeri, bu gibi

SUCK : English Turkish

n. emme, emiş, emilen şey, anne sütü, yudum, içim, girdap, anafor, yağcı

SUCK : English Turkish

v. emmek, soğurmak, içine çekmek, çekmek, nefes çekmek, özümlemek, sağlamak, elde etmek, sızdırmak, emme sesi çıkarmak, su yerine hava çekmek (tulumba)

SUCK ADVANTAGE OUT OF : English Turkish

v. fayda sağlamak, çıkar sağlamak

SUCK IN : English Turkish

v. emmek, içine çekmek, özümlemek

SUCK ONE'S THUMB : English Turkish

v. parmağını emmek

SUCK SMB.'S BRAIN : English Turkish

ağzını aramak, bilgi almaya çalışmak

SUCK UP : English Turkish

v. içine çekmek

SUCK UP TO : English Turkish

v. yağ çekmek, yağcılık etmek, dalkavukluk etmek

SUCKER : English Turkish

n. süt kuzusu, meme emen hayvan, enayi, yolunacak kaz, salak, yağcı, asalak, tulumba pistonu, emme şeker, lolipop, vantuz, emme organı, fışkın, kıç yalayıcı, piç (ağaç)

SUCKING : English Turkish

adj. emen, emici, sütten kesilmemiş, ana kuzusu, olgunlaşmamış, acemi

SUCKING : English Turkish

n. emme

SUCKING PIG : English Turkish

süt domuzu, yavru domuz

SUCKLE : English Turkish

n. emzirme

SUCKLE : English Turkish

v. emzirmek, meme vermek, beslemek, bakmak

SUCKLING : English Turkish

n. süt kuzusu, süt bebeği, meme emen bebek

SUCRE : English Turkish

n. Bolivya'nın anayasal başkenti; bir soyadı; Antonio José de Sucre (
1830), Bolivya'nın ilk başkanı olan (
1828) Venezüellalı general ve Güney Amerikalı bağımsızlık lideri

SUCROSE : English Turkish

n. sakaroz, şeker

SUCTION : English Turkish

adj. vakumlu, emme

SUCTION : English Turkish

n. emme, vakum, emiş gücü, indükleme

SUCTION CLEANER : English Turkish

n. elektrik süpürgesi

SUCTION PIPE : English Turkish

n. emme borusu

SUCTION STROKE : English Turkish

n. emme zamanı

SUCTION SWEEPER : English Turkish

n. elektrik süpürgesi

SUDAN : English Turkish

n. Sudan