Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SUFFIX : English Turkish

n. sonek

SUFFIX : English Turkish

v. sonuna eklemek, sonek olarak yazmak, eklemek

SUFFOCATE : English Turkish

v. boğmak, söndürmek, boğulmak, tıkanmak, hava alamamak, bunalmak

SUFFOCATING : English Turkish

adj. boğucu, bunaltıcı

SUFFOCATION : English Turkish

n. boğulma, bunalma

SUFFOLK : English Turkish

n. İngiltere'nin doğusunda bir ilçe; bacakları ve suratı siyah renkli bir İngiliz koyun türü; İngiliz yük atı cinsi; Virginia'nın (ABD) güneydoğusunda bir şehir

SUFFRAGAN : English Turkish

n. yardımcı piskopos

SUFFRAGAN BISHOP : English Turkish

yardımcı piskopos

SUFFRAGE : English Turkish

n. oy, oy hakkı, seçme hakkı

SUFFRAGETTE : English Turkish

n. kadınların seçme hakkını savunan kadın

SUFFUSE : English Turkish

v. üzerine yayılmak, kaplamak, bürümek, saklamak

SUFFUSION : English Turkish

n. yayılma, yayma, kızarma, kızartı, gizlenme, saklanma

SUFI : English Turkish

n. sufi, mistik İslami akım Sufizm'in üyesi olan kimse

SUFI : English Turkish

adj. sufi, mistik İslami akım Sufizm'e ait; Sufiler'e ait

SUFISM : English Turkish

n. sufizm, Tanrı ile bir olmanın yoğun ve tutkulu bir ibadetle mümkün olduğuna inanan mistik İslami hareket

SUGAR : English Turkish

n. şeker, tatlı söz, kompliman, iltifat, para, şekerim, tatlım

SUGAR : English Turkish

v. şeker katmak, tatlı sözler etmek, kompliman yapmak

SUGAR BASIN : English Turkish

şekerlik, şeker kutusu

SUGAR BEET : English Turkish

şekerpancarı

SUGAR BOWL : English Turkish

şekerlik

SUGAR CANDY : English Turkish

şekerleme, şeker, akide şekeri

SUGAR CANE : English Turkish

şekerkamışı

SUGAR COAT : English Turkish

şeker kaplamak, şekerle kaplamak

SUGAR COATING : English Turkish

n. şeker kaplama, ballandırma

SUGAR DADDY : English Turkish

yaşlı ve zengin sevgili