English Turkish
THE WINDOW DOESN'T CLOSE : English Turkish
pencere kapanmıyor
THE WINDOW DOESN'T OPEN : English Turkish
pencere açılmıyor
THE WINDY CITY : English Turkish
n. Rüzgarlı Şehir, Şikago (İllinois, ABD)
THE WINGED HORSE : English Turkish
n. kanatlı at, pegasus
THE WIZARD OF OZ : English Turkish
oz büyücüsü, başrolünü Judy Garland'ın oynadığı 1939 yapımı film (L. Frank Baum tarafından yazılan "Harika Oz Büyücüsü" adlı kitaba dayanan)
THE WOMAN : English Turkish
n. kadınlık duygusu
THE WOMAN IS WEARING THE BREECHES : English Turkish
kadın pantolonlarını giyiyor, evde otorite kadındır, koca işin başında değil
THE WOMEN OF TROY : English Turkish
Troy'un kadını, Euripides tarafından yazılan Yunan oyunu
THE WONDERFUL WIZARD OF OZ : English Turkish
Oz'un harika büyücüsü, L. Frank Baum tarafından yazılan ve 1900 yılında yayınlanan klasik çocuk kitabı
THE WOOD : English Turkish
n. tahta nefesli çalgı
THE WOODEN DISH : English Turkish
tahta tabak, dedelerini kendileri ile beraber yemek yemeğe zorlayan ama ona sadece tahta bir tabak veren bir aile hakkında Yahudi efsanesi
THE WORD : English Turkish
n. kutsal kitap
THE WORKS : English Turkish
n. her şey, pataklama, dayak
THE WORLD AT LARGE : English Turkish
tüm dünya; bütün topluluk
THE WORLD BEYOND : English Turkish
dünyanın ötesi, yaşam sonrası, sonraki yaşam, ölümden sonraki hayat, gelecek dünya
THE WORLD OF COMMERCE : English Turkish
n. ticaret dünyası
THE WORLD OF LETTERS : English Turkish
n. edebiyat dünyası
THE WORLD OF NUMBERS : English Turkish
sayılar dünyası, matematik, aritmetik, hesaplamalarla ilgili herşey
THE WORLD OF TOMORROW : English Turkish
yarının dünyası, geleceğin dünyası, gelecek zaman, gelecek günler
THE WORLD'S RICHEST INDUSTRIAL COUNTRIES : English Turkish
dünyanın en zengin endüstrileşmiş ülkeleri, dünyanın en büyük zenginliğe/refaha sahip ülkeleri
THE WORSHIP OF WEALTH : English Turkish
n. paraya tapma, paraya düşkünlük
THE WORSHIPPERS : English Turkish
n. müminler, inananlar
THE WORST : English Turkish
en kötü, en kötüsü, diğer geri kalanlardan daha kötü olan, en düşük miktarda olan biri
THE WORST OF ALL : English Turkish
hepsinin en kötüsü, herşeyden daha korkuncu, en kötü senaryo, destenin en kötüsü
THE WORST OF IT IS THAT : English Turkish
en kötü tarafı
, en korkunç parçası da
, korkunç olan şey
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani