Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TIMESHARE : English Turkish

n. zaman paylaşımlı, devremülk, her yılın spesifik bir bölümünde bir insanın kullanma hakkına sahip olduğu tatil birimi

TIMESHEET : English Turkish

n. zaman kağıdı, zaman sayfası, saat çizelgesi, ,verilen bir sürede bir işçinin çalıştığı saatlerin kaydı

TIMETABLE : English Turkish

n. tarife, ders programı, program

TIMEWASTING : English Turkish

n. (Spor) zamanı boşa geçirme, zaman harcama, rakibin skor yapmasını önlemek için maçın sonlarına doğru oyunu yavaşlatma taktiği; mantıklı/makul bir zaman periyodu içerisinde bir oyunu tekrar başlamaktan veya devam etmekten alıkoyan hareket veya hareketsizlik

TIMEWORK : English Turkish

n. gündelik iş, saatle çalışma

TIMEWORKER : English Turkish

n. yevmiyeli işçi, zamanlı çalışan, gerçekleştirdiği iş için günlük veya saatlik ücret alan kimse

TIMEWORN : English Turkish

adj. eskimiş, yıpranmış

TIMID : English Turkish

adj. cesaretsiz, çekingen, tutuk, çıtkırıldım, sıkılgan, sakınan, utangaç, mahçup, ürkek, korkak

TIMIDITY : English Turkish

n. çekingenlik, korkaklık, ürkeklik, utangaçlık

TIMIDLY : English Turkish

adv. utangaç bir şekilde, sıkılgan bir şekilde; korku ile, korku dolu bir şekilde

TIMIDNESS : English Turkish

n. çekingenlik, ürkeklik, utangaçlık

TIMING : English Turkish

n. zamanlama, zamanında davranma, saat tutma, süre tutma

TIMNA : English Turkish

n. İsrail'in güneyinde bir bölge; Esau'nun oğlu Eliphaz'ın ikinci eşi (İncil'den); Edom Dükü

TIMOR : English Turkish

n. Timor adası, Endonezya'nın güneyinde ada

TIMOR-LESTE : English Turkish

n. Doğu Timor, Doğu Timor Demokratik Cumhuriyeti, Endonezya'nın Timor Adası'nın doğu kısmında bulunan cumhuriyet, eskiden bir Portekiz kolonisi olan ve 2002 Mayıs'ında bağımsız bir ulus olan

TIMORESE : English Turkish

n. Timor halkı, Timor yerlisi (Endonezya'nın güneyinde ada)

TIMORESE : English Turkish

adj. Timor'a ait, Timor'la alakalı (Endonezya'nın güneyinde ada)

TIMOROUS : English Turkish

adj. ürkek, çekingen, utangaç

TIMOROUSLY : English Turkish

adv. korkakça, ödlekçe, korku ile, korku dolu bir şekilde

TIMOROUSNESS : English Turkish

n. korku doluluk, ödleklik, çekingenlik, ürkeklik

TIMOTHY : English Turkish

n. aziz Paulus'un öğrencisi (İncil)

TIMOTHY : English Turkish

n. ortasında başağa benzer bir çiçek başı üreten çimen/ot türü (kuru ot ve saman için ekilen)

TIMOTHY DALTON : English Turkish

(1946 doğumlu) İngiliz aktör, "Yaşayan Günışıkları" ve "Öldürme Yetkisi" adlı James Bond filmlerinin yıldızı

TIMPANI : English Turkish

n. set of kettledrums bir müzisyen tarafından çalınan orkestra davulları seti

TIMPANIST : English Turkish

n. davulcu