Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TINAR : English Turkish

u sadece bir öneri değil, bu yanlızca bir teklif değil (İnternet argosu)

TINBERGEN : English Turkish

n. bir soyadı; Nikolaas Tinbergen (
1988), modern etolojinin kurucularından biri olan (Konrad Lorenz ile birlikte9 Hollanda asıllı İngiliz zoolog

TINCT : English Turkish

n. boya, renk, ton (Arkaik)

TINCT : English Turkish

v. renklendirmek, renkli boyamak, renge boyamak, hafifçe boyamak, açmak, renk vermek (Arkaik)

TINCTORIAL : English Turkish

adj. renklendirme veya boyama ile alakalı veya bunlara ilişkin

TINCTORIALLY : English Turkish

adv. renklendirerek, boyayarak

TINCTURE : English Turkish

n. ispirto ruhu, tentür, renk, iz

TINCTURE : English Turkish

v. hafifçe renklendirmek, hafif etkilemek

TINCTURE OF IODINE : English Turkish

n. tentürdiyot

TINDER : English Turkish

n. kav

TINDERBOX : English Turkish

n. kav çakmak kutusu, tehlikeli şey

TINE : English Turkish

n. çatal dişi, boynuz çatalı

TINEA : English Turkish

n. mantarların sebep olduğu deri hastalığı; saçkıran

TINEA BARBAE : English Turkish

n. saçkıran, berber uyuzu, berber kaşıntısı, derinin heryerinde olabilen ama özellikle yüz ve ensede meydana gelen kıl foliküllerinin iltahaplanması (bir mantar enfeksiyonunun sebep olduğu, traş)

TINEA PEDIS : English Turkish

atlet ayağı, kaşıntı ve deri tahrişine sebep olan ayaktaki mantar enfeksiyonu

TINEAL : English Turkish

adj. tinea (mantarların sebep olduğu deri hastalığı; saçkıran) ile alakalı

TINFOIL : English Turkish

adj. kalay folyodan yapılan

TING : English Turkish

n. çınlama, çan sesi

TING : English Turkish

v. çınlamak, tıngırdamak, çınlatmak, tıngırdatmak

TING : English Turkish

interj. çın, tın

TING A LING : English Turkish

n. ufak çan sesi

TINGE : English Turkish

n. hafif renk, az miktar, iz, belirti

TINGE : English Turkish

v. hafifçe boyamak, renklendirmek (az), katmak, hafif etkilemek

TINGE OF : English Turkish

-'ın çok küçük bir miktarı, bir parçası

TINGLE : English Turkish

n. sızlama, karıncalanma, telaş, heyecan