Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TINGLE : English Turkish

v. sızlamak, çınlamak, karıncalanmak

TINGLE WITH COLD : English Turkish

v. soğuktan sızlamak

TINGLER : English Turkish

n. hafifçe sızlayan kimse

TINGLING : English Turkish

n. kaşınma karıncalanma, hafif kaşıntı veya karıncalanma hissi; kaşıntıya veya karıncalanmaya aşırı hassasiyet (Tıp); bir sinire vurulması sebebiyle veya soğuğun sebep olduğu tekrar eden karıncalanma duygusu (Tıp)

TINGLING : English Turkish

adj. sızıya karıncalanmaya sebep olan; iğneleyen, sızlayan

TINGLY : English Turkish

adj. hafif bir karıncalanma hissi ile alakalı

TINHORN : English Turkish

n. palavracı, böbürlenen kimse, övünen böbürlenen ve yüksekten atan kimse

TININESS : English Turkish

n. küçüklük, ufaklık

TINKER : English Turkish

n. tenekeci, tamirci (kötü), tamircilik

TINKER : English Turkish

v. üstünkörü tamir etmek

TINKER UP : English Turkish

tamir etmek, onarmak

TINKER WITH DETAILS : English Turkish

detaylarla ilgilenmek, küçük detaylara angaje olmak

TINKERBELLE : English Turkish

n. (Argo) aşırı derecede kadınsı erkek

TINKERER : English Turkish

n. aylak aylak gezen kimse, nesnelerle yama yapan kötü tamirci

TINKERTOY : English Turkish

n. şekiller veya nesneler inşa etmek için bir araya getirilmiş küçük parçalardan oluşan oyuncak

TINKLE : English Turkish

n. çıngırtı

TINKLE : English Turkish

v. çınlamak, çıngırdamak, tıngırdamak, çınlatmak, çıngırdatmak, tınlamak

TINKLING : English Turkish

n. tıngırtı, tınlama

TINKLING : English Turkish

adj. çınlayan

TINLIKE : English Turkish

adj. kalaya/tenekeye benzeyen, kalaya/tenekeye benzer

TINMAN : English Turkish

n. tenekeci

TINNED : English Turkish

adj. konserve, kalaylı

TINNED FRUIT : English Turkish

n. meyve konservesi

TINNED MUSIC : English Turkish

kasete kayıtlı müzik

TINNER : English Turkish

n. tenekeci, kalaycı