Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TIPTOE : English Turkish

n. ayak parmağının ucu, parmak uçlarına basarak yürüme

TIPTOP : English Turkish

n. en yüksek nokta, en iyi kalite

TIPTOP : English Turkish

adj. en iyi, birinci sınıf, mükemmel

TIRADE : English Turkish

n. tirad, uzun azar

TIRAMISU : English Turkish

n. tiramisu, İtalyan tatlısı (küçük sünger kek, çikolata, İtalyan krema peyniri ve espresso kahveden oluşan ve likörle ıslatılan)

TIRAN : English Turkish

n. Tiran, Akabe Körfezi ve Kızıl Deniz'in kuzeyi arasında bulunan boğaz; bir erkek ismi

TIRAN STRAITS : English Turkish

Tiran Boğazı, Eilat Limanı'na (6 Gün Savaşı'nda israil tarafından ele geçirilen) geçişi sağlayan Süveyş Kanalı'nda bir su yolu

TIRANA : English Turkish

n. Tiran, Arnavutluğun başkenti

TIRANE : English Turkish

n. Tiran, Arnavutluğun başkenti (ayrıca Tiranë, Tirana)

TIRE : English Turkish

v. yormak, bıktırmak, yorulmak, bıkmak, usanmak, lâstik takmak, süslemek, dekore etmek

TIRE : English Turkish

n. tekerlek, araba lâstiği, başörtüsü, elbise, giysi, lastik

TIRE CASING : English Turkish

n. lâstik kaplama

TIRE CHAIN : English Turkish

n. kar lâstiği

TIRE LEVER : English Turkish

n. levye

TIRE MARKS : English Turkish

n. tekerlek izleri, teker izleri

TIRE OUT : English Turkish

çok yormak, canını çıkarmak, halsiz bırakmak

TIRE PRESSURE : English Turkish

n. lastik basıncını

TIRE RIM : English Turkish

n. jant

TIRE SHOE : English Turkish

araba lastiği feren pabuçu, arabayı gitmekten alıkoyan tekleme

TIRE TO DEATH : English Turkish

v. yorgunluktan öldürmek, halsiz bırakmak, çok yormak, canını çıkarmak

TIRED : English Turkish

adj. yorgun, bitkin, bıkkın, tembel, lâstik tekerli

TIRED HIM OUT : English Turkish

onu yoran, onu tüketen, onu yıpratan, enerjisini tüketen

TIRED OF : English Turkish

adj. bıkmış

TIRED OF LIFE : English Turkish

adj. bezgin

TIRED OUT : English Turkish

halsiz düşmüş