Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TO MY DISAPPOINTMENT : English Turkish

adv. beni şaşırtan şey, beni hayal kırıklığına uğratan şey

TO MY GREAT SURPRISE : English Turkish

üyük şaşkınlığıma karşı, hayretime karşı

TO MY HEART'S CONTENT : English Turkish

gönlümün istediği olana kadar, ben mutlu olana kadar, ben tatmin olana kadar

TO MY MIND : English Turkish

ana göre

TO MY WAY OF THINKING : English Turkish

adv. bana göre, bence, benim düşünceme göre

TO NO AVAIL : English Turkish

oşuna, boş yere, sonuçsuz

TO NO END : English Turkish

adv. boşuna, nafile

TO ONE ANOTHER : English Turkish

iri diğerine, her birine, birbirlerine, bundan ona, biri diğeriyle

TO ONE'S BETTER JUDGEMENT : English Turkish

ir kimsenin en iyisi olduğunu düşündüğü fikrine göre, bir kimsenin neyin en iyi olduğunu düşündüğüne göre

TO ONE'S FACE : English Turkish

yüzüne, yüzüne karşı

TO ONE'S HEART'S CONTENT : English Turkish

canı istediği kadar, doya doya

TO PERPETUITY : English Turkish

ebediyen, ömür boyu

TO PIANO ACCOMPANIMENT : English Turkish

piyanonun eşliğine göre, bir piyanonun arka fon müziğine göre

TO PUT IT MILDLY : English Turkish

nazikçe yerleştirmek için, nazikçe söylemek için

TO RENT : English Turkish

adj. kiralık

TO SATIETY : English Turkish

tıka basa, doyana kadar

TO SAY NOTHING OF : English Turkish

dikkat etmemek, önemsememek, ve ayrıca bundan başka

TO SAY THE LEAST : English Turkish

en azını söylersek, kısaca, çok fazla şey söylemeksizin, en azını söylemek için

TO SCALE : English Turkish

skalaya göre, güncel boyutlara göre bir nicelik içerisinde

TO SEE AND TO BE SEEN : English Turkish

görmek ve görülmek, toplum içinde olmak, diğer insanların arasında dışarda olmak

TO SEE NAPLES AND DIE : English Turkish

Napoliyi görüp ölmek, Napoliyi görmek ve ölmek, bir kimse hayatında en az bir kere İtalyan şehri Napoli'nin harikalaraını görmelidir

TO SELL : English Turkish

satmak, satmak için, satış makinası içerisinde satmak; satılık

TO SEX SOMETHING UP : English Turkish

v. birşeyin seksapalitesini artırmak, bir şeyi seksilik açısından daha çekici ve tahrik edici yapmak; bir şeyi ilginç yapmak

TO SOME DEGREE : English Turkish

ir dereceye kadar, belli bir raddeye kadar

TO SOME EXTENT : English Turkish

elli bir ölçüye kadar, tam olarak değil, bir dereceye kadar