Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TO SPARE : English Turkish

ezerv, stok, ekstra

TO SPITE : English Turkish

nispet için, gerçek bir sebep olmaksızın, gerçek bir sebep için değil, kızdırmak için

TO STAND STILL : English Turkish

hala yerinde durmak, hala dayanmak, bir yerde durmak, durmak, durdurmak

TO START WITH : English Turkish

- ile başlamak için, herşeyden önce, başlamak için, başlangıç için

TO SUCH AN EXTENT : English Turkish

elli bir dereceye kadar/göre, belli bir noktaya kadar

TO SUM UP : English Turkish

toplamak için, eklemek için, özetlemek için

TO TAKE A VACATION : English Turkish

seyehate çıkmak, tatile çıkmak, zaman öldürmek

TO TELL THE TRUTH : English Turkish

açıkçası, doğrusu

TO THE BACKBONE : English Turkish

sapına kadar, tam anlamıyla

TO THE BEST ADVANTAGE : English Turkish

adv. en kârlı şekilde, en yararlı şekilde

TO THE BEST OF HIS ABILITY : English Turkish

yapabildiğinin en iyisiyle, tüm gayretiyle, kabiliyetlerinin yettiği ölçüde

TO THE BEST OF HIS KNOWLEDGE : English Turkish

ilebildiği kadarıyla, bildiği kadarıyla

TO THE BEST OF MY BELIEF : English Turkish

inandığım kadarıyla, anladığım kadarıyla, bildiğim kadarıyla

TO THE BEST OF MY KNOWLEDGE : English Turkish

ilebildiğim kadarıyla, bildiğim kadarıyla

TO THE BEST OF MY RECOLLECTION : English Turkish

adv. hatırladığım kadarıyla

TO THE BEST OF ONE'S ABILITY : English Turkish

elinden geldiğince

TO THE BEST OF ONE'S KNOWLEDGE : English Turkish

ir kimsenin bilebildiği/bildiği kadarıyla

TO THE BITTER END : English Turkish

kanının son damlasına kadar, ölünceye kadar, sonuna kadar

TO THE BONE : English Turkish

iliklerine kadar

TO THE CENTER OF TOWN : English Turkish

şehir merkezine

TO THE CONTRARY : English Turkish

aksine, tam tersi, tersine

TO THE DEATH : English Turkish

adv. ölümüne, ölüme

TO THE DETRIMENT OF : English Turkish

adv. hiçe sayarcasına, dikkate almadan

TO THE DOGS : English Turkish

köpeklere, kendini kaybetmiş, cehenneme, gitmiş, kaybolmuş, kayıp

TO THE EAST : English Turkish

doğuya, doğu yönünde, doğuya doğru