Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TRACKLAYING VEHICLE : English Turkish

çelik zincirler içerisinde hareket eden taşıma aracı, askeri araç türü

TRACKLESS : English Turkish

adj. izsiz, iz bırakmayan, yolu olmayan, raysız giden

TRACKMAN : English Turkish

n. demiryolu hatlarını teftiş eden kimse

TRACKPAD : English Turkish

n. üzerine basılarak ibrenin (körsır) hareket ettirilebildiği basınca duyarlı keçe (Bilgisayar)

TRACKS : English Turkish

n. raylar

TRACKSUIT : English Turkish

n. antrenman elbisesi, bir kazak benzeri penye ve pantolondan yapılan bol takım elbise (atletler tarafından giyilen)

TRACT : English Turkish

n. alan, bölge, saha, sistem [anat.], broşür (dini)

TRACT OF LAND : English Turkish

toprak sahası, toprak payı

TRACTABILITY : English Turkish

n. uygunluk, elverişlilik, tatlılık, hoşluk; yumuşak başlılık, uysallık, idare edilebilirlik, itaat, boyun eğme

TRACTABLE : English Turkish

adj. uysal, söz dinler, işlenebilir

TRACTABLY : English Turkish

adv. yumuşak başlılıkla, itaatkar bir şekilde, uysal olarak

TRACTATE : English Turkish

n. risale, broşür (dini)

TRACTION : English Turkish

n. çekme, çekiş, çekiş gücü, taşıma

TRACTION ENGINE : English Turkish

çekiş motoru, çekme motoru, nesneleri çekmek için kullanılan motor

TRACTION OF THE ROAD : English Turkish

n. yola yapışım

TRACTIONAL : English Turkish

adj. çekme ile alakalı

TRACTIVE : English Turkish

adj. çekici, çekiş

TRACTOR : English Turkish

n. traktör, çekici

TRACTOR DRIVER : English Turkish

traktör sürücüsü, büyük bir çiftlik aracını kullanan kimse

TRACTOR FEED : English Turkish

çekici besleyici, belirli tipteki yazıcıları kağıt yönünden besleyen iki tekeri olan ve her tekerin etrafında küçük çiviler bulunan cihaz parçası

TRACTORFEED : English Turkish

n. çekici besleyici, belirli tipteki yazıcıları kağıt yönünden besleyen iki tekeri olan ve her tekerin etrafında küçük çiviler bulunan cihaz parçası; yazıcıya kağıt beslemesi yapan mekanizma

TRACY : English Turkish

n. bir erkek veya bir bayan ismi; bir soyadı

TRAD : English Turkish

adj. (İngiliz İngilizcesi) geleneksel, muhafazakar, tutucu; eskiden kalma, gelenekselleşmiş

TRADABLE : English Turkish

adj. pazarlanabilir, satılabilir, ticareti yapılabilir

TRADE : English Turkish

n. ticaret, iş, alım satım, meslek, zanaat, sanat