Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TRADE RELATIONS : English Turkish

ticari ilişkiler, meseleleri müzakere eden iki taraf arasındaki iletişim seviyesi, bir satıcı ve bir alıcı arasındaki ilişki, satıcı müşteri ilişkileri

TRADE RESTRICTION : English Turkish

ticaret kısıtlaması, ticari tahdit, değişmeyen pazar fiyatlarına karar veren birlik, monopol

TRADE RIGHTS : English Turkish

ticaret hakları, ticaret ayrıcalıkları, ticarette kullanmak için yetki verme

TRADE SANCTION : English Turkish

ticari yaptırım, belirli bir ulusla yapılan ticaret üzerinde uluslararası yasak

TRADE SCHOOL : English Turkish

meslek okulu, sanat okulu

TRADE SECRET : English Turkish

meslek sırrı

TRADE SHOW : English Turkish

ticari gösteri, profesyonel fuar, profesyonel sergi, aynı profesyonel alanla alakalı farklı ürünlerin gösterildiği fuar

TRADE SURPLUS : English Turkish

ticaret fazlası, ithal edilen ve ihraç edilen ürünlerin değerleri arasındaki fark (pozitif manada)

TRADE UNION : English Turkish

sendika

TRADE UNIONIST : English Turkish

ticari birlikçi ,sendika üyesi, bir çalışma birliği üyesi

TRADE UPWARDS : English Turkish

ir kazançla satmak, bir şeyi ödediğinden daha fazlasına satmak

TRADE VALUE : English Turkish

n. takas değeri

TRADE WIND : English Turkish

alize rüzgârı

TRADE-UNIONISM : English Turkish

ticari birlikçilik, bir çalışma birliğinin aktiviteleri, bir sendikanın faaliyetleri, bir işçiler birliğinin faaliyetleri

TRADEABLE : English Turkish

adj. ticareti yapılabilir, alınıp satılabilir

TRADEMARK : English Turkish

n. ticari marka, marka, belirgin özellik

TRADEMARKED : English Turkish

adj. ticari markası basılmış, üreticinin sembolü ile işaretlenmiş

TRADEOFF : English Turkish

n. yazı tura atma, takas

TRADER : English Turkish

n. tüccar, tacir, ticaret gemisi, borsa simsarı

TRADER IN SECURITIES : English Turkish

tahvil taciri, tahvil alıp satmak için banka işbirliği ve hisse senedi üyesi

TRADERSHIP : English Turkish

n. ticaret, alım satım

TRADESFOLK : English Turkish

n. tüccarlar, satıcılar, tacirler

TRADESMAN : English Turkish

n. esnaf, tüccar, dükkâncı, işyeri sahibi, meslek erbabı

TRADESPEOPLE : English Turkish

n. esnaf

TRADESWOMAN : English Turkish

n. esnaf kadın