English Turkish
TRADE : English Turkish
v. ticaret yapmak, iş yapmak, takas etmek
TRADE AGREEMENT : English Turkish
ticaret anlaşması, ticari ürünlerin alınıp satılması ile ilgili anlaşma
TRADE AND INVESTMENT BAN : English Turkish
ticaret ve yatırım yasağı, yatırım ve ticaret üzerindeki yasaklama, ticari iş bağlama ve para yatırma üzerindeki yasak
TRADE AT A LOSS : English Turkish
zararına ticaret yapmak, zararına satmak, ödendiğinden daha düşük bir fiyata satmak
TRADE BALANCE : English Turkish
ticari denge, ticaret dengesi, bir ülkeden yapılan ithalata karşılık olarak bir ülkeye yapılan ihracat arasındaki değer farkı
TRADE CENTER : English Turkish
n. ticaret merkezi
TRADE CREDIT : English Turkish
ticari kredi, bir iş ajansından ikincisine finansal iş; bir müşteriden ödemenin tehirine olanak sağlayan anlaşma
TRADE DEFICIT : English Turkish
ithalat ihracat farkı, ticarei hesap açığı, bir ülkeden yapılan ithalat malları ile o ülkeye yapılan ihracat mallarının değerleri arasındaki fark
TRADE DISPUTE : English Turkish
ticari ihtilaf, bir çalışanın patronu ile olan ilişkisindeki problem, bir grev öncesi yasal safha
TRADE EXHIBITION : English Turkish
ticaret fuarı, aynı profesyonel sahadaki farklı ürünlerin sergilenmesi
TRADE FAIR : English Turkish
ticaret fuarı
TRADE GAP : English Turkish
ticaret açığı
TRADE IN : English Turkish
farkını verip yenisi ile değiştirmek
TRADE IN LEATHER : English Turkish
v. deri ticareti yapmak
TRADE IN ORGANS : English Turkish
organ ticareti, vücut parçalarının transplantasyona yönelik yasadışı ticareti
TRADE IS SLACK : English Turkish
işler kesat, alış veriş yavaş, çok fazla şeyin alım satımı yapılmıyor
TRADE LIABILITY : English Turkish
ticari yükümlülük, düzenli iş faaliyetleri ile alakalı borç
TRADE MARK : English Turkish
ticari marka, ticari sembol; ticari sembolün basılması
TRADE MISSION : English Turkish
ticaret misyonu, ticaret heyeti
TRADE NAME : English Turkish
firma adı, ticari ad
TRADE OFF : English Turkish
değiş tokuş, birini diğeri ile değiştirme; uzlaşma, uyuşma, kabul, taviz, ödün
TRADE ON : English Turkish
üzerinde spekülasyon yapmak, faydalanmak, sömürmek
TRADE POLICY : English Turkish
ticaret politikası, ticaretle alakalı siyasi duruş veya bakış açısı (özellikle uluslararası ticaret); ticaretle alakalı düzenlemeler veya talimatlar seti
TRADE PRICE : English Turkish
toptan fiyat
TRADE REFERENCES : English Turkish
ticari referans, bir şirketin ekonomik istikrarı hakkında harici bir faktörden alınan olumlu bilgi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani