English Turkish
TURKMENISTAN : English Turkish
n. Türkmenistan, Asya'da Hazar Denizi kıyısında bir ülke (Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi)
TURKO : English Turkish
pref. türk
TURKOMAN : English Turkish
n. türkmen, türkmence
TURKS : English Turkish
n. Türkler, Türkçe konuşan insanlar; Türk dili, Türkiye'de konuşulan dil, Asya'nın batısında ve Avrupa'nın güneydoğusunda Akdeniz ile Karadeniz arasında konuşulan dil
TURKS : English Turkish
n. türkler
TURKS AND CAICOS ISLANDS : English Turkish
n. Turks and Caicos adaları, Bahamalar'ın güneydoğusunda adalar grubu (İngiltere toprağı)
TURMERIC : English Turkish
n. hintsafranı, zerdeçal, zerdeçal sarısı
TURMOIL : English Turkish
n. gürültü, hengâme, telaş
TURN : English Turkish
n. dönüş, dönme, nöbet, sıra, sapma, değişme, değişim, eğilim, amaç, dönüm, sarım, düşünce tarzı, davranış, muamele, fırsat, şekil, korkutma
TURN : English Turkish
v. çark etmek, döndürmek, çevirmek, yöneltmek, vazgeçirmek, bulandırmak, etkilemek, dönüştürmek, atlatmak, dönmek, geçmek, olmak, sapmak, burkmak, bozulmak, ekşimek, dönüşmek, perende atmak, ters dönmek
TURN A BLIND EYE : English Turkish
görmemezlikten gelmek
TURN A BLIND EYE TO : English Turkish
- karşı gözleri köre dönmek, önemsememek, dikkat etmemeyi tercih etmek
TURN A CARTWHEEL : English Turkish
n. yanlamasına taklalar atmak
TURN A DEAF EAR : English Turkish
- karşı kulaklarını tıkamak veya sağıra dönmek, önemsememek, dinlemeyi reddetmek
TURN A DEAF EAR TO : English Turkish
sağıra dönmek, bir kimseyi dinlemeyi reddetmek
TURN A HAIR : English Turkish
v. kıla dönmek, tüye dönmek, korkmaya başlamak; büyük bir tehlikenin sinyalini vermek, kargaşa/karışıklık işareti vermek
TURN A HAND TO SMTH : English Turkish
v. el atmak, yapmaya başlamak
TURN A LEAF DOWN : English Turkish
v. sayfayı kıvırmak
TURN A PHRASE : English Turkish
v. güzel ifade etmek
TURN A SOMERSAULT : English Turkish
perende atmak, takla atmak
TURN A STREET CORNER : English Turkish
v. köşeyi dönmek
TURN ABOUT : English Turkish
geriye döndürmek, altüst etmek, geriye dönmek, vazgeçmek
TURN AGAINST : English Turkish
aleyhine dönmek, düşman etmek, e doğru çevirmek
TURN AN ATTACK : English Turkish
ir saldırıyı atlatmak, bir saldırıyı savuşturmak, bir saldırıyı önlemek, saldırganları püskürtmek, saldırganları uzaklaştırmak
TURN AN HONEST PENNY : English Turkish
hayatını dürüst yollardan kazanmak, bir maaş kazanmak için saygıdeğer bir işte çalışmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani