Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TURN KOSHER : English Turkish

temiz olmak, Yahudi yeme kurallarına göre yenilebilir olmak

TURN LEFT : English Turkish

v. sola dönmek

TURN NIGHT INTO DAY : English Turkish

geceyi gündüze çeviren, uymayan, bütün gece çalışan

TURN OF DUTY : English Turkish

nöbet

TURN OF LIFE : English Turkish

n. hayatın dönüm noktası

TURN OF MIND : English Turkish

n. düşünce tarzı

TURN OF THE ROAD : English Turkish

n. dönüş yoldan dışarı

TURN OF THE WHEEL : English Turkish

tekerin dönüşü, tekerin rotasyonu, tekerin dönmesi

TURN OF WORK : English Turkish

n. nöbet, vardiya

TURN OFF : English Turkish

n. ayırma, ayrılma, tâli yol

TURN OFF : English Turkish

v. kapatmak (bir uygulama, ışık, vb.); farklı bir yola sapmak, orjinal rotasından sapmak

TURN OFF : English Turkish

(Gayrı resmi) sıkıcı; itici gelen şey (ör. "o TV programı bana çok itici geliyor, lütfen kanalı değiştir")

TURN ON : English Turkish

v. açmak, yakmak, açmak (radyo vs.), çevirmek, tahrik etmek, heyecanlandırmak, aleyhine dönmek, e doğru çevirmek, e tutmak, bağlı olmak, saldırmak

TURN ON THE HEAT : English Turkish

askıyı artırmak

TURN ON THE TELEVISION : English Turkish

televizyonu açmak, televizyonu çalıştırmak

TURN ON THE WATERWORKS : English Turkish

ağlamak, gözyaşı dökmek

TURN ONE'S BACK : English Turkish

sırtını dönen, onu geride bırakan, ona katılmaktan vazgeçen

TURN ONE'S BACK ON : English Turkish

v. sırt çevirmek, sırtını dönmek

TURN ONE'S COAT : English Turkish

taraf değiştirmek, dönmek

TURN ONE'S HEAD : English Turkish

kafasını çevirmek, kafasını döndürmek; kafası karışmak, kafasının etrafında fırıl fırıl dönmek, kafası fırıl fırıl dönmek

TURN ONE'S STOMACH : English Turkish

mide bulandırmak, midesini bulandırmak

TURN ONE'S THOUGHT : English Turkish

düşüncesi değişmek,
hakkında düşünmeye başlamak,
hakkında düşüncelerini değiştirmek

TURN OUT : English Turkish

tersyüz etmek, tersini çevirmek, içini dışına çevirmek, boşaltmak, dışarı çıkarmak, kovmak, yataktan kaldırmak, söndürmek, kapamak, yapmak, üretmek, meydana getirmek, yetiştirmek, donatmak, giydirmek, toplamak, sıraya dizmek, otlamaya çıkarmak, toplanmak, sıraya dizilmek, dışa dönmek, hazır bulunmak, yataktan kalkmak, haline gelmek, olup çıkmak, sonuçlanmak

TURN OUT THE GOVERNMENT : English Turkish

hükümeti dağıtmak, hükümeti alaşağı etmek

TURN OUT TO BE : English Turkish

olup çıkmak, haline gelmek