English Turkish
TURN OUT WELL : English Turkish
aşarılı bir şekilde sonlandırmak, başarılı bir şekilde bitmek
TURN OVER : English Turkish
döndürmek, devretmek, çevirmek (sayfa), teslim etmek, düşünüp taşınmak, dönmek (yatakta), alabora olmak, devrilmek, takla atmak (araba), boca etmek
TURN OVER A NEW LEAF : English Turkish
yeni bir sayfa açmak, yaşamını düzeltmek
TURN OVER IN ONE'S MIND : English Turkish
düşünüp taşınmak
TURN OVER IN THE MIND : English Turkish
kafasında tasarlamak, dikkatli bir şekilde alakadar olmak, dikkatlice düşünmek, dikkatli bir şekilde göz önüne almak, çok fazla düşünmek, üzerinde düşünmek
TURN PALE : English Turkish
sararmak
TURN RADIUS : English Turkish
yarıçap turu, bir turu tamamlamak için gereken yarıçap uzunluğu (kısa yarıçap kısa tur)
TURN RATE : English Turkish
dönüş oranı, bir uçak tarafından yapılan dönüş oranı (bir saniye içerisinde yaptığı dönüş derecesine göre ölçülen)
TURN RED : English Turkish
kızarmak, kırmızılaşmak, kızıllaşmak
TURN RIGHT : English Turkish
v. sağa dönmek
TURN ROUND : English Turkish
dönmek, fikrini değiştirmek, döndürmek
TURN SCARLET : English Turkish
kıpkırmızı olmak, pancar gibi olmak
TURN SIGNAL : English Turkish
n. dönüş sinyali [aut.]
TURN SIGNALS : English Turkish
dönüş sinyalleri, bir arabadaki aracın hangi yöne dönme niyetinde olduğunu gösteren indikatörler
TURN SMB. ADRIFT : English Turkish
ortada bırakmak, yüzüstü bırakmak, kendi haline bırakmak
TURN SMB. OUT OF DOORS : English Turkish
kapı dışarı etmek
TURN SMB.'S HEAD : English Turkish
aşını döndürmek, etkilemek, sarhoş etmek
TURN SOUR : English Turkish
ekşimek, bozulmak, kesilmek, suratı asılmak, somurtmak
TURN THE CLOCK BACK : English Turkish
saati geri almak, henüz geçmiş bir saate geri dönmek; geçmişe geri dönmek, geçmişe dönmek
TURN THE COLD SHOULDER : English Turkish
soğuk omzunu dönmek, arkadaş canlısı olmayan bir sinyal göndermek, dostça olmayan bir işaret göndermek, kendini uzaklaştırmak
TURN THE COLLAR : English Turkish
yakasını çevirmek, yakasını yukarı kaldırmak
TURN THE CORNER : English Turkish
kritik noktayı atlatmak, iyiye gitmek, köşeyi dönmek
TURN THE KEY : English Turkish
kilitlemek
TURN THE OTHER CHEEK : English Turkish
diğer yanagını dönmek, ilk kötü deneyiminden ders almamak
TURN THE PAGES : English Turkish
sayfaları çevirmek, sonraki sayfalara doğru ilerlemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani