English Turkish
UP TO HIS NECK IN TROUBLE : English Turkish
oğazına kadar soruna batmış, çok büyük problem içinde, çok büyük sorunu var, derdi başından aşkın
UP TO NOW : English Turkish
şimdiye kadar, şimdiye dek, şimdiye değin, şu ana kadar
UP TO ONE'S EARS IN : English Turkish
kulaklarına kadar içinde, aşırı meşgul, çok meşgul, fazlasıyla meşgul, baskı altında
UP TO SAMPLE : English Turkish
adj. örneğine uygun
UP TO SCRATCH : English Turkish
iyi halde, iyi durumda, istenilen biçimde, istenilen durumda, tatminkâr durumda
UP TO SNUFF : English Turkish
yüksek seviyede, makbul, yeterli, umulan kadar; akıllı, zeki
UP TO SOMETHING : English Turkish
ir şeyle uğraşma, bir şey üzerinde çalışma, bir şeyler planlama
UP TO THE CHIN : English Turkish
oğazına kadar
UP TO THE EARS : English Turkish
işi başından aşkın
UP TO THE ELBOWS IN : English Turkish
dirseklerine kadar içinde, tamamen içine dalmış, tamamen içinde batmış
UP TO THE EYES : English Turkish
gözlerine kadar, aşırı derecede meşgul, çok meşgul
UP TO THE HILT : English Turkish
tamamen, bütünüyle, sapına kadar
UP TO THE MARK : English Turkish
doğru seviyede, doğru düzeyde, doğru miktarda, istenilen düzeyde, istenilen kadar
UP TO THE MINUTE : English Turkish
son haberleri bilen, son gelişmelerden haberdar, son modayı izleyen
UP TO THE NECK IN : English Turkish
oğazına kadar içinde, tamamen içine dalmış, tamamen içinde batmış
UP TO THE PRESENT : English Turkish
adv. şimdiye kadar, şu ana kadar
UP TO THE SHOES : English Turkish
ayakkabılarına kadar, tamamen içine dalmış, tamamen içinde batmış, tamamen meşgul
UP TO THE SKY : English Turkish
gökyüzüne uzanır gibi görünürde sınırsız, çok fazla, tonlarca, dünya kadar
UP TO THIS POINT : English Turkish
u noktaya kadar, şimdiye kadar, şu ana kadar, bugüne kadar, bu ana kadar, şimdilik
UP TO THIS VERY MOMENT : English Turkish
tam bu ana kadar, bu saniyeye kadar, tam şimdiye kadar
UP TRAIN : English Turkish
şehre giden tren
UP WITH : English Turkish
çekmek (silah), doğrultmak (silah)
UP WITH ONE'S GUN : English Turkish
v. silâhını çekmek
UP YOURS : English Turkish
siktir git
UP-BRINGING : English Turkish
yetişme, yetiştirme, terbiye etme, terbiye edilme, eğitilme, büyütülme, büyütme, büyürken alınan eğitim ve terbiye
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani