Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UP-LINE : English Turkish

n. merkez doğru, vilayetlerden ana şehir veya terminale giden hat; yukarı doğru giden trenlerin kullandığı hat

UP-SIDE : English Turkish

n. üst taraf, (Argo) bir durumun olumlu tarafı, iyi haber

UPANISHAD : English Turkish

n. Veda'da uygulamaya konan bir felsefeyi açıklayan Sanskritçe yazılan Vedic anlaşmalarının bir sınıfı

UPAS : English Turkish

n. upas, upas ağacı özsuyu

UPAS TREE : English Turkish

upas ağacı

UPBEAR : English Turkish

v. yükseltilmiş bir pozisyonda desteklemek, dayanmak, dayandırmak, desteklemek, destek vermek; yükseltmek, kaldırmak; tutmak, ayakta tutmak, güç vermek

UPBEAT : English Turkish

n. vurgusuz tempo

UPBEAT : English Turkish

adj. eğlenceli, neşeli

UPBRAID : English Turkish

v. azarlamak, çıkışmak, haşlamak

UPBRAIDER : English Turkish

n. azarlayan kimse, çıkışan kimse, paylayan kimse

UPBRAIDING : English Turkish

adj. azarlayıcı

UPBRAIDING : English Turkish

n. azarlama

UPBRINGING : English Turkish

n. yetiştirme, yetişme

UPBUILD : English Turkish

v. inşa etmek, bina etmek, kurmak (bir binayı); genişletmek, kuvvetlendirmek, desteklemek (bir yapıyı)

UPBUILDING : English Turkish

n. inşa etme, bina etme, kurma (bir binayı); genişletme, kuvvetlendirme, destekleme (bir yapıyı)

UPC : English Turkish

evrensel ürün kodu, elektronik olarak taranabilen ürün paketleri üzerine basılan bar kod (ürün adını ve fiyat bilgisini içerir)

UPCAST : English Turkish

adj. yukarıya bakan, yukarıya dönük (bakış)

UPCAST : English Turkish

n. hava bacası

UPCAST SHAFT : English Turkish

n. hava bacası

UPCHUCK : English Turkish

v. kusmak, kusarak çıkarmak

UPCOMING : English Turkish

adj. olmak üzere olan, meydana gelmek üzere olan

UPCOMING ELECTION CAMPAIGN : English Turkish

gelecek seçim kampanyası, önümüzdeki seçim kampanyası, yaklaşan seçim kampanyası, gelecek seçimler için yapılan hazırlıklar

UPCOMING ELECTIONS : English Turkish

gelecek seçim, önümüzdeki seçim, yakında yapılacak seçim, yaklaşan seçim

UPCOMING HEARING : English Turkish

gelecek duruşma, önümüzdeki duruşma, yakında gerçekleştirilecek duruşma

UPCOUNTRY : English Turkish

adj. iç kesimlerdeki, iç tarafta, taşralı