Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WAGE SLIP : English Turkish

n. bordro

WAGE WAR : English Turkish

savaş açmak, harp başlatmak, savaşa girmek, savaş durumu ilan etmek

WAGE WAR AGAINST : English Turkish

v. savaşmak

WAGE WAR ON SMB : English Turkish

v. savaşmak

WAGE-EARNER : English Turkish

ücretli, ücret alan kimse, maaşlı, maaş alan kimse

WAGED A STRUGGLE : English Turkish

kavga etti, dövüştü, mücadeleye girdi, güreşti

WAGED WAR AGAINST : English Turkish

-e karşı savaş açtı,
e karşı harp başlattı,
e karşı savaşa girdi,
e karşı savaş durumu ilan etti

WAGELESS : English Turkish

adj. ücretsiz, maaşsız, işsiz, işsiz kimse, ücreti olmayan kimse

WAGER : English Turkish

n. bahis, bahse girme

WAGER : English Turkish

v. bahse girmek, riske atmak

WAGERER : English Turkish

n. bahisçi, bahse giren kimse, bahis oynayan kimse

WAGES : English Turkish

n. haftalık, yevmiye, bedel, ücret, işgücü maliyeti, karşılık

WAGES FUND : English Turkish

ücretler fonu, maaşlar fonu, herhangi bir ülkede herhangi bir zamanda mevcut olan ve teorik olarak ücret veya maaşların ödenmesi için kullanılması amaçlanan toplam sermaye

WAGES PER HOUR : English Turkish

n. saat ücreti

WAGEWORKER : English Turkish

n. ücretli, ücret alan kimse, ücretli çalışan kimse, maaşlı, maaş alan kimse, maaşlı çalışan kimse

WAGGED ITS TAIL : English Turkish

kuyruğunu salladı, kuyruğunu bir yönden diğerine doğru salladı

WAGGERY : English Turkish

n. şaka, lâtife, şakacılık

WAGGING : English Turkish

n. sallama, sallanma

WAGGISH : English Turkish

adj. şakacı, muzip, şaka yollu, nükteli

WAGGISHNESS : English Turkish

n. şaka, şakacılık

WAGGLE : English Turkish

v. sallamak, sallanmak, hareket etmek

WAGGLY : English Turkish

adj. sallayarak, bir yönden diğerine doğru hareket ettirerek; hareketli, durağan olmayan, sabit olmayan

WAGGON : English Turkish

n. yük vagonu, katar, yük arabası

WAGGON : English Turkish

n. büyükayı [astr.], büyükayı takımyıldızı [astr.], arabacı takımyıldızı [astr.]

WAGGON TRAIN : English Turkish

n. yük treni, marşandiz