English Turkish
WAGGONER : English Turkish
n. arabacı
WAGGONER : English Turkish
n. büyükayı takımyıldızı [astr.], büyükayı [astr.], arabacı takımyıldızı [astr.]
WAGGONETTE : English Turkish
n. (Britanya İngilizcesi) küçük vagon veya araba (wagonette olarak da yazılır)
WAGGONLOAD : English Turkish
n. bir araba dolusu, bir sürü
WAGNER : English Turkish
n. Wagner
WAGNERIAN : English Turkish
adj. Wagner ekolüne ait
WAGON : English Turkish
n. yük vagonu, katar, yük arabası
WAGON LIT : English Turkish
n. yataklı vagon
WAGON LOAD : English Turkish
vagon yükü, araba yükü
WAGON TRAIN : English Turkish
yük treni, marşandiz
WAGON-DRIVER : English Turkish
vagon sürücüsü, araba sürücüsü, dört tekerlekli küçük araba sürücüsü; faytoncu
WAGON-DRIVING : English Turkish
vagon sürme, araba sürme, dört tekerlekli küçük araba sürme
WAGON-LIT : English Turkish
n. yataklı vagon, özel uyuma kompartımanları bulunan tren vagonu
WAGONER : English Turkish
n. arabacı takımyıldızı [astr.], büyükayı takımyıldızı [astr.], büyükayı [astr.]
WAGONER : English Turkish
n. arabacı
WAGONETTE : English Turkish
n. (Amerikan İngilizcesi) küçük vagon veya araba (waggonette olarak da yazılır)
WAGONLOAD : English Turkish
n. vagon yükü, bir vagonun taşıyabileceği yük, vagon dolusu
WAGTAIL : English Turkish
n. sarı kuyruksallayan
WAHHABI : English Turkish
n. Vahhabi, 18'inci yüzyılda kurulmuş olan ve Kuran'ın onaylamış olmadığı tüm uygulamalara karşı olan çok muhafazakâr bir Müslüman grubun (Vahhabiler) üyesi kimse
WAHINE : English Turkish
n. Hawaili veya Maorili kadın veya genç kız; (Argo) sörf yapan kadın, sörfçü kadın
WAHOO : English Turkish
interj. oley!, yaşasın! hey! (heyecan veya coşkunluk çığlığı)
WAHOO : English Turkish
n. mantarımsı kanatlara benzeyen çıkıntıları olan ve güney Birleşik Devletler'e özgü gölgeli bir ağaç; Kuzey Amerika yerlisi ve küçük mor çiçekleri olan ve yaprağını döken bodur bir; uskumru ailesinden avlanınca direnen bir balık
WAIF : English Turkish
n. sahipsiz mal, sahipsiz hayvan, başıboş hayvan, kayıp eşya, kayıp çocuk, kimsesiz çocuk, batan geminin malları, kalıntı
WAIFISH : English Turkish
adj. ince ve kırılgan görünen; evsiz, barınaksız; terk edilmiş, vazgeçilmiş, bırakılmış, ihmal edilmiş
WAIFLIKE : English Turkish
adj. evsiz barsız kimse gibi, terk edilmiş kimse gibi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani