Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WAIT IN A QUEUE : English Turkish

v. kuyrukta beklemek

WAIT IN LINE : English Turkish

sırada beklemek, sırasını beklemek, sırası gelene kadar hareket etmemek

WAIT IN THE WINGS : English Turkish

kuliste beklemek, sahneye çıkmayı beklemek

WAIT ON : English Turkish

hizmet etmek, servis yapmak, bakmak, ziyaret etmek, eşlik etmek, refakât etmek

WAIT ON A PERSON HAND AND FOOT : English Turkish

irine el pençe divan durmak, birine hizmet etmek, birinin ihtiyaçlarına karşılık vermek, bir kimse için her şeyi yapmak

WAIT ONE'S OPPURTUNITY : English Turkish

v. fırsat beklemek

WAIT UP : English Turkish

ayakta beklemek, birini beklemek, uyumadan beklemek, yatmadan beklemek

WAIT UP FOR : English Turkish

v. yatmayıp beklemek, beklemek için yatmamak

WAIT UP FOR SMB : English Turkish

v. yatmayıp beklemek

WAIT UPON : English Turkish

hizmet etmek, bakmak, ziyaret etmek, eşlik etmek, refakât etmek

WAITED AT HIS DOOR : English Turkish

kapısında bekledi, pusuda bekledi, pusuya düşürdü, saldırıya geçmek için çıkmasını bekledi

WAITED FOR A PHONE CALL : English Turkish

telefon bekledi, telefon gelmesinin bekledi, belli bir telefonun gelmesini umdu

WAITED FOR INSTRUCTIONS : English Turkish

direktifleri bekledi, yönergeleri bekledi, açıklamaları bekledi, tam olarak ne yapılması gerektiği de dâhil bir sonraki açıklamaları bekledi

WAITED IN VAIN : English Turkish

oşuna bekledi, boşu boşuna bekledi, hiçbir şey için bekledi, hiçbir sonuç almadan bekledi

WAITED PATIENTLY : English Turkish

sabırla bekledi, sabırlı bir şekilde bekledi, endişe etmeden sırasının gelmesini bekledi

WAITED TABLES : English Turkish

masa bekledi, garsonluk yaptı, garson olarak çalıştı

WAITER : English Turkish

interj. garson

WAITER : English Turkish

n. garson, uşak

WAITING : English Turkish

adj. ihtiyatlı, temkinli, bekleme

WAITING : English Turkish

n. bekleme, bekleyiş, refakât, eşlik

WAITING ANXIOUSLY : English Turkish

endişeyle bekleme, kaygıyla bekleme, heyecanla bekleme, sabırsızlıkla bekleme, ümitle bekleme

WAITING FOR THE MESSIAH : English Turkish

Mesih'i bekleme, İsa peygamberi bekleme, ne zaman gerçekleşeceğini bilmeden belirsiz bir şeyi bekleme

WAITING FOR THE OTHER SHOE TO DROP : English Turkish

ir sonraki kötü bir olayı bekleme, yeni bir kötü şeyin olmasını bekleme

WAITING GIRL : English Turkish

n. hizmetçi, hizmetçi kız

WAITING LIST : English Turkish

ekleme listesi