English Turkish
WAITING MAID : English Turkish
n. hizmetçi
WAITING PERIOD : English Turkish
ekleme zamanı, bekleme süresi, bekleme süreci, bir şeyin gerçekleşmesi için gerekli zaman
WAITING ROOM : English Turkish
ekleme salonu, bekleme odası
WAITPERSON : English Turkish
n. garson; erkek garson; kadın garson
WAITRESS : English Turkish
interj. garson
WAITRESS : English Turkish
n. garson, garson kız
WAITRON : English Turkish
n. garson, restoran veya birahanede masalara servis yapan kimse (erkek ve kadın garson terimleri için kullanılan nötr kelime)
WAITS : English Turkish
n. noelde sokaklarda şarkı söyleyen çalgıcılar, kasaba bandosu
WAIVE : English Turkish
v. vazgeçmek, feragat etmek, ertelemek
WAIVE ONE'S CLAIM : English Turkish
iddiasından vazgeçmek, talebinden caymak, hakkını bırakmak, hakkından feragat etmek
WAIVER : English Turkish
n. vazgeçme, feragat, feragatname
WAIVER OF CITIZENSHIP : English Turkish
vatandaşlıktan feragat, vatandaşlığı bırakma, vatandaşlıktan çıkma, vatandaşlıktan çıkarılma
WAKA : English Turkish
n. Japon şiiri
WAKASHAN : English Turkish
n. Amerikan Kızılderili dilleri ailesi
WAKE : English Turkish
n. sabahlama, ölüyü bekleme, yıllık tatil, dümen suyu, gemi izi, dümen rüzgârı, rüzgâr çıkması
WAKE : English Turkish
v. uyanmak, canlanmak, körüklemek, sabahlamak, ölünün başında beklemek, uyandırmak, canlandırmak, anlamasını sağlamak, gözünü açmak
WAKE ISLAND : English Turkish
n. Wake Adası, Sabahlama Adası, Kuzey Pasifik Okyanusu'nda ABD Küçük Dış Adaları'nın bir parçasını oluşturan mercan adaları (Hawai'den Kuzey Mariana Adaları'na kadar olan mesafenin üçte ikisinde)
WAKE TO : English Turkish
v. anlamak, görmek, farkına varmak, idrak etmek
WAKE UP : English Turkish
uyanmak, canlanmak, uyandırmak
WAKE UP AND SMELL THE COFFEE : English Turkish
uyan da kahveyi kokla, uyan da balığa gidelim, gerçekle yüzleş, uyan sabah oldu, gerçekleri gör, durumun aslını gör
WAKE UP EARLY : English Turkish
v. erken kalkmak
WAKEBOARD : English Turkish
n. su kayağı panosu, tek kişi tarafından sörf tahtasıyla aynı yönde sürülen ve motorlu bir botla çekilen suda batmayan kısa ve çok geniş pano
WAKEBOARDER : English Turkish
n. su kayağı panosuna binen kimse, tek kişi tarafından sörf tahtasıyla aynı yönde sürülen ve motorlu bir botla çekilen suda batmayan kısa ve çok geniş panoyu kullanan
WAKEBOARDING : English Turkish
n. su kayağı, su kayağı yapma, sörf tahtasıyla aynı yönde sürülen ve motorlu bir botla çekilen suda batmayan kısa ve çok geniş bir pano üzerinde yapılan su sporu
WAKEFUL : English Turkish
adj. uyanık, uykusuz, tetikte
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani