Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WAISTBAND : English Turkish

n. kemer, kuşak

WAISTCLOTH : English Turkish

n. kuşak, peştamal, kalçalar veya bele dolanan örtü

WAISTCOAT : English Turkish

n. yelek

WAISTED : English Turkish

adj. belli, belli olan

WAISTLINE : English Turkish

n. bel kısmı, bel ölçüsü

WAIT : English Turkish

interj. bekleyin

WAIT : English Turkish

n. bekleme, bekleyiş, pusu

WAIT : English Turkish

v. beklemek, kalmak, bekletmek, servis yapmak, garsonluk yapmak

WAIT A BIT : English Turkish

iraz bekle, bekle biraz, dur biraz, bir dakika, bir saniye

WAIT A JIFFY : English Turkish

interj. bir saniye dur

WAIT A LITTLE : English Turkish

iraz bekle, bekle biraz, dur biraz, bir dakika, bir saniye

WAIT A SECOND : English Turkish

iraz bekle, bekle biraz, dur biraz, bir dakika, bir saniye

WAIT AND SEE : English Turkish

ekle de gör, bekle ve gör, sabret

WAIT AND SEE POLICY : English Turkish

ekle ve gör politikası, harekete geçmeden bekleme ilkesi

WAIT AT TABLE : English Turkish

servis yapmak, garsonluk yapmak

WAIT AWHILE : English Turkish

iraz bekle, bekle biraz, dur biraz, bir dakika, bir saniye

WAIT FOR : English Turkish

eklemek

WAIT FOR A DEAD MAN'S SHOES : English Turkish

miras beklemek, yerine geçmek için ölümünü beklemek

WAIT FOR AGES : English Turkish

çağlar boyu beklemek, bir şeyin gerçekleşmesi için çok uzun süre beklemek

WAIT FOR AN OPPORTUNITY : English Turkish

v. fırsat kollamak

WAIT FOR DEAD MAN'S SHOES : English Turkish

ölünün ayakkabıları için beklemek, mirasına konmak için bir kimsenin ölümünü beklemek, miras beklemek

WAIT FOR SMB. TO COME : English Turkish

v. birinin gelmesini beklemek

WAIT FOR THE CAT TO JUMP : English Turkish

olayların gelişimine göre hareket etmek

WAIT FOR US : English Turkish

izi bekle, biz varana kadar dur, biz varana kadar bekle

WAIT HERE A MOMEN, PLEASE : English Turkish

urada bir dakika bekleyin lütfen