English Turkish
WE BUY : English Turkish
alış
WE CAN ADJUST IT TO YOUR SIZE : English Turkish
unu sizin bedeninize göre ayarlayabiliriz
WE CAN FIX IT WHILE YOU WAIT : English Turkish
siz beklerken tamir edebiliriz
WE CAN ORDER IT FOR YOU : English Turkish
sizin için sipariş edebiliriz
WE CAN'T DO ANYTHING WITH IT : English Turkish
una bir şey yapamayız
WE HAVE A JOINT PASSPORT : English Turkish
irleşik pasaportumuz var
WE HAVE THE HONOR : English Turkish
-ı sunma şerefindeyiz,
ı sunmaktan şeref duyarız
WE HAVEN'T THE FOGGIEST : English Turkish
hiçbir fikrimiz yok, en ufak fikrimiz yok, zerre haberdar değiliz
WE NEED ONE DOUBLE ROOM WITH AN EXTRA BED : English Turkish
izim ekstra yataklı ikiz odaya ihtiyacımız var
WE SELL : English Turkish
satış
WE'D : English Turkish
v. "we would (isteriz)", istekte bulunmak için kullanılır (örneğin; We would like a piece of cake {Bir parça pasta istiyoruz})
WE'D : English Turkish
v. "we had (-mıştık)", başka fiillerle kullanılan geçmiş zaman fiili,
mişli geçmiş zaman
WE'LL : English Turkish
v. "we will (-eceğiz)", başka fiillerle kullanılan gelecek zaman fiili,
ecek,
acak
WE'LL BE SEEING YOU : English Turkish
sizinle görüşeceğiz, görüşürüz, yakında sizi tekrar göreceğiz
WE'LL COME AT 9 O'CLOCK : English Turkish
saat 9'da geleceğiz
WE'LL CROSS THAT BRIDGE WHEN WE COME TO IT : English Turkish
o köprüyü oraya gelince geçeceğiz, o sorunla zamanı gelince ilgileneceğiz, her şeyin biz zamanı var, her şey sırası gelince
WE'LL HAVE TO EXTRACT YOUR TOOTH : English Turkish
dişinizi çekmemiz gerekiyor
WE'LL INFORM YOU WHEN YOUR BAGGAGE IS DELIVERED : English Turkish
agajınız ulaştığında biz size haber vereceğiz
WE'RE : English Turkish
v. "we are (biz)", we (biz) + yardımcı fiil (başka bir fiil ad veya açıklamayla birlikte kullanılır)
WE'RE HAVING A SALE : English Turkish
İndirimdeyiz
WE'RE OUT OF GAS : English Turkish
enzinimiz bitti
WE'RE QUIT : English Turkish
çıkmaza girdik, açmaza girdik, durumumuz kördüğüm oldu
WE'VE : English Turkish
v. "we have (sahibiz)", sahipliğindeyiz, sahibiz; we (biz) + yardımcı fiil olarak geçmiş zamanı belirtmek için kullanılır
WE'VE DONE : English Turkish
we have done (yaptık), başardık
WEAK : English Turkish
adj. kuvvetsiz, zayıf, cansız, cılız, güçsüz, aciz, dayanıksız, halsiz, iradesiz, hafif, silik, sulu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani