German Turkish
AUSSICHTSLOS : German Turkish
{'auszihtslo:s} çaresiz, umutsuz
AUSSORTIEREN : German Turkish
{'auszorti:rın} seçip ayırmak
AUSSPANNEN : German Turkish
{'ausşpanın} dinlenmek, başını dinlemek
AUSSPRACHE : German Turkish
" n {'ausşpra:hı} e telaffuz, söyleniş; konuşma, görüşme
"
AUSSPRECHEN : German Turkish
" {'ausşprehın} telaffuz etmek, okumak; ifade etmek; sözünü bitirmek
"
AUSSPRUCH : German Turkish
{'ausspruh} r söz, ifade
AUSSPÜLEN : German Turkish
{'ausşpü:lın} çalkalamak, yıkayarak temizlemek
AUSSTAND : German Turkish
{'ausştant} r grev
AUSSTATTEN : German Turkish
{'ausştatın} donatmak, döşemek
AUSSTATTUNG : German Turkish
en {'ausştatung} e teçhizat, donatı
AUSSTEHEN : German Turkish
" {'ausşte:ın} katlanmak, dayanmak; ödenmemiş olmak
"
AUSSTEIGEN : German Turkish
{'ausştaygın} inmek
AUSSTELLEN : German Turkish
" {'ausştelın} sergilemek; tanzim etmek, düzenlemek
"
AUSSTELLUNG : German Turkish
"en {'ausştelung} e sergi; tanzim, düzenleme
"
AUSSTERBEN : German Turkish
{ausşterbın} ortadan kalkmak, soyu tükenmek
DIPLOMAT : German Turkish
en {diplo'ma:t} r diplomat
DIPLOMATIE : German Turkish
{diptoma'ti:} e diplomasi
DIPLOMATISCH : German Turkish
{di'plo:matiş} diplomatik
DIR : German Turkish
{di:r} sana
DIREKT : German Turkish
{di'rekt} doğrudan doğruya
DIREKTION : German Turkish
en {direk'tsyo:n} e müdürlük
DIREKTOR : German Turkish
en {di'rektor} r müdür
DIREKTORAT : German Turkish
en {direkto'ra:t} s müdürlük
DIREKTÜBERTRAGUNG : German Turkish
en {direktü:bır'tra:gung} e canlı yayın
DIRIGENT : German Turkish
en {diri'gent} r orkestra şefi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani