Multilingual Turkish Dictionary German Turkish

AUSLEEREN : German Turkish

{'ausle:rın} boşaltmak

AUSLEGEN : German Turkish

" {'ausle:gın} sermek, döşemek; (para) ödünç vermek; açıklamak, yorumlamak
"

AUSLEIHEN : German Turkish

{'ausiayın} ödünç vermek

AUSLESE : German Turkish

n {'ausle:zı} e seçme, ayıklama

AUSLESEN : German Turkish

{'ausle:zın} kd. okuyup bitirmek

AUSLIEFERN : German Turkish

{'auslifırn} teslim etmek

AUSLOSEN : German Turkish

{'auslo:zın} kura çekmek

AUSLÄNDER : German Turkish

" {'auslasın} unutmak. atlamak, görmemek; dışarı çıkarmak; salıvermek
"

AUSLÄNDISCH : German Turkish

{'auslauf} r akma, dökülme

AUSLÖSCHEN : German Turkish

{'auslöşın} söndürmek, silmek

AUSLÖSEN : German Turkish

" {'auslö:zın} kurtarmak; neden olmak, doğurmak"

AUSLÖSER : German Turkish

{'ausiö:zır} r deklanşör

AUSMACHEN : German Turkish

" {'ausmahın} (ışık) söndürmek; anlaşmak, sözleşmek; tutmak, etmek
"

AUSMALEN : German Turkish

" {'ausma:lın} boyamak; betimlemek, tasvir etmek
"

AUSMASS : German Turkish

" {'ausma:s} s boyut; ölçü
"

AUSMESSEN : German Turkish

{'ausmesın} ölçmek

AUSNAHME : German Turkish

-n {'ausna:mı} e ayrılık, istisna

AUSNAHMEZUSTAND : German Turkish

e {'ausna:mıtsu:ştant} r sıkıyönetim

AUSNAHMSLOS : German Turkish

{'ausna:mslo:s} istisnasız

AUSNAHMSWEISE : German Turkish

{'ausna:msvayzı} istisnai olarak, bir kerelik

AUSNEHMEN : German Turkish

" {'ausne:mın} çıkarmak; ayrı tutmak, ayırmak
"

AUSNÜTZEN : German Turkish

" {'ausnütsın} yararlanmak, fırsat bilmek; sömürmek
"

AUSPACKEN : German Turkish

{'auspakın} açmak, boşaltmak, çıkarmak

AUSPROBIEREN : German Turkish

{'ausprobi:rın} denemek

AUSPUFF : German Turkish

e {'auspuf} r egzos