Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
AUSEINANDERSETZUNG : German Turkish

en {ausay'nandırzetsung} e tartışma, kavga

AUSERLESEN : German Turkish

{'aus-erle:zın} seçkin

AUSFAHREN : German Turkish

" {'ausfa:rın} (arabayla) gezmeye gitmek; gezmeye götürmek
"

AUSFAHRT : German Turkish

" en {'ausfa:rt} e çıkış; gezinti
"

AUSFALL : German Turkish

" {'ausfall} r kayıp, zarar; açık, eksiklik; sonuç
"

AUSFALLEN : German Turkish

" {'ausfalın} (saç vs.) dökülmek; (toplantı vs.) yapılmamak, olmamak; kesilmek (elektrik)
"

AUSFINDIG MACHEN : German Turkish

{'ausfindih mahın} bulup çıkarmak

AUSFLIEGEN : German Turkish

{'ausfli:gın} uçup gitmek

AUSFLUG : German Turkish

e {'ausflu:k} r gezi

AUSFUHR : German Turkish

en {'ausfu:r} e ihracat, dışsatım

AUSFÜHRBAR : German Turkish

" {'ausfü:rba;r} yapılabilir, gerçekleştirilebilir
"

AUSFÜHREN : German Turkish

" {'ausfürın} yapmak, gerçekleştirmek, yerine getirmek; ihraç etmek, dışsatım yapmak; ayrıntılarıyla açıklamak
"

AUSFÜHRLICH : German Turkish

{'ausfürlih} ayrıntılı (olarak)

AUSFÜHRLICHKEIT : German Turkish

en {'ausfü rlihkayt} e ayrıntı

AUSFÜHRUNG : German Turkish

en {'ausfü:rung} e yerine getirme, uygulama, gerçekleştirme

AUSFÜLLEN : German Turkish

{'ausfülın} (form vs.) doldurmak

AUSGABE : German Turkish

" n {'ausga:bı} e harcama; dağıtım; baskı
"

AUSGANG : German Turkish

"
.e {'ausgang} r çıkış; sonuç
"

AUSGANGSPUNKT : German Turkish

e {'ausgangspunkt} r çıkış noktası, hareket noktası

AUSGEBEN : German Turkish

" {'ausge:bın} harcamak; dağıtmak
"

AUSGEHEN : German Turkish

" {'ausge:ın} (sokağa) çıkmak; tükenmek, bitmek
"

AUSGENOMMEN : German Turkish

{'ausgınomın}
den başka, dışında

AUSGERECHNET : German Turkish

" {'ausgırehnıt} tam da..., aksilik bu ya...; tam sırasıymış gibi
"

AUSGESCHFOSSEN : German Turkish

{'ausgışlosın} asla, olanaksız

AUSGESUCHT : German Turkish

{'ausgızu:ht} seçkin