German Turkish
OBHUT : German Turkish
{'ophu:t} e himaye, koruma
OBIG : German Turkish
{'o:bih} yukarıdaki
OBJEKT : German Turkish
" e {op'yekt} s nesne; konu; dilb. tümleç."
OBJEKTIV : German Turkish
" {'opyekti:f} nesnel; tarafsız, yansız."
OBJEKTIV (1) : German Turkish
e {opyek'ti:f} s objektif
OBJEKTIVITÄT : German Turkish
{'objektivite:t} insaf
OBLIGATORISCH : German Turkish
{obliga'to:riş} zorunlu, yükümlü
OBMANN : German Turkish
er {'obman} r reis, başkan
OBOE : German Turkish
n {o'bo:ı} e müz. obua
OBRIGKEIT : German Turkish
en {'o:brihkayt} e hükümet makamları
OBSCHON : German Turkish
{op'şo:n} karşın, rağmen
OBSERUATORIUM : German Turkish
-rien {opzerva'to:rium} s gözlemevi, rasathane
OBST : German Turkish
{o:pst} s meyve
OBSTBAUM : German Turkish
e {'o:pstbaum} r meyve ağacı
OBSTHÄNDLER : German Turkish
{'o:psthendlır} r meyveci manav
OBSZÖN : German Turkish
{ops'tsö:n} açık saçık,ahläk dışı, ayıp, müstehcen
OBUS : German Turkish
se {'o:bus} r troleybüs
OBWOHL : German Turkish
{opvo:l} rağmen, karşın,
diği halde
OCHSE : German Turkish
n {'oksı} r öküz
OCHSEN : German Turkish
{'oksın} ineklemek, çok çalışmak
ODER : German Turkish
" {'o:dır} veya, ya da; yoksa."
OFEN : German Turkish
"
. {'o:fın} r soba; fırın."
OFFEN : German Turkish
" {'ofın} açık; içten, candan; boş münhal."
OFFENBAR : German Turkish
{'ofın'ba:r} apaçık, belli
OFFENBAREN : German Turkish
" {ofınba:rın} ortaya koymak, açıkça göstermek; açıklamak, ifşa etmek."
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani