Multilingual Turkish Dictionary German Turkish

DERER : German Turkish

{de:rır} onların

DERGLEICHEN : German Turkish

{de:r'glayhın} böylesi, bunun gibisi, keza

DERJENIGE : German Turkish

{'de:rye:nigı} şu, o

DERSELBE : German Turkish

{de:r'zelbı} aynı, (bizzat) kendisi, eşi

DES : German Turkish

{des} der tanımlığının tamlayan biçimi,
ın,
in

DESGLEICHEN : German Turkish

{des'glayhın} böylesi, bunun gibisi, keza

DESHALB : German Turkish

{'deshalp} bu nedenle

DESINFEKTION : German Turkish

en {dezinfekts'yo:n} dezenfeksiyon

DESINFEKTIONSMITTEL : German Turkish

- {dezinfektsio:n'mitıl} s dezenfektan

DESINFIZIEREN : German Turkish

{dezinfi'tsi:rın} dezenfekte etmek

DESODORANT : German Turkish

s {'deso:dorant} s deodran

DESPOT : German Turkish

" e {des'po:t} r despot; zalim, gaddar, kıyıcı (kışı)."

DESSEN : German Turkish

{'desın} ki onun

DESSENUNGEACHTET : German Turkish

{'desın'ungı-ahtıt} buna karşın, bununla birlikte

DESSERT : German Turkish

s {de'se:rt} s üstlük (meyve, tatlı vs.), çerez

DESTILLATION : German Turkish

en {destilats'yo:n} e damıtma

DESTILTIEREN : German Turkish

{desti'li:rın} e damıtmak

DESTO : German Turkish

{desto} daha, o derece o kadar

DESTRUKTIV : German Turkish

{destruk'ti:f} yıkıcı

DESWEGEN : German Turkish

{desve:gın} bu nedenle. bu yüzden, bundan dolayı

DETEKT : German Turkish

e {de'fekt} r bozukluk, arıza, aksama, kusur, defo

DETEKTIV : German Turkish

e {detek'ti:f} r detektif

DEUTEN : German Turkish

" {'doytın} göstermek, ışaret etmek; ima etmek. açıklamak, anlam çıkarmak, yorumda bulunmak."

DEUTLICH : German Turkish

{'doytlih} açık, anlaşılır

DEUTLICHKEIT : German Turkish

en {'doytlihkayt} e açıklık, anlaşılırlık