Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
GEGENWART : German Turkish

{'ge:gınvertih} şimdiki

GEGENWERT : German Turkish

en {'ge:gınvirkung} e tepki

GEGENWIRKUNG : German Turkish

e {'ge:gınve:rt} r karşılık, bedel

GEGENWÄRTIG : German Turkish

" {ge:gınvart} e huzur, varlık; dilb. şimdiki zaman."

GEGENÜBER : German Turkish

{ge:gın'ü:bır} karşısında

GEGENÜBERSTEHEN : German Turkish

{ge:gı'nü:bırşte:n} karşısında bulunmak

GEGENÜBERSTELLEN : German Turkish

{ge:gı'nü:bırştelın} yüzleştirmek, karşılaştırmak

GEGNER : German Turkish

- {'ge:knır} r rakip, hasım

GEHACKTE (S) : German Turkish

{ge'haktı(z)} s kıyma

GEHALT : German Turkish

{gı'hesih} kinci, garazcı

GEHALT, : German Turkish

- {gı'hoyzı} s mahfaza: kabin

GEHALTSEMPFÄNGER : German Turkish

- {gı'haltzempfengır} r ücretli, aylıklı

GEHALTSERHÖHUNG : German Turkish

en {gı'haltzerhö:ung} e (maaşa) zam

GEHEIM : German Turkish

er {gı'halt} s maaş, aylık

GEHEIMDIENST : German Turkish

e {gıhalt} r içerik

GEHEIMNIS : German Turkish

se {gı'haymnis} s sır: gizem

GEHEIMNISVOLL : German Turkish

{gı'haymnisfol} gizemli, esrarengiz

GEHEIMPOLIZIST : German Turkish

en {gı'haympolitsist} detektif

GEHEIMSCHRIFT : German Turkish

en {gı'haymşrift} e şifreli yazı

GEHEN : German Turkish

" {'ge:ın} gitmek; yürümek."

GEHILFE : German Turkish

n {gı'hilfı} r yardımcı

GEHIRN : German Turkish

e {gı'hirn} s beyin

GEHIRNERSCHÜTTERUNG : German Turkish

en {gı'hirnerşutırung} e beyin sarsıntısı

GEHOBEN : German Turkish

{gı'ho:bın} yüksek: keyifli

GEHORCHEN : German Turkish

{gı'horhın} itaat etmek uymak