Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
GEWANDT : German Turkish

er {gı'vant} s giysi

GEWEBE : German Turkish

e {gıve:r} s tüfek

GEWEHR : German Turkish

" en {gı'valt} e kuvvet; şiddet."

GEWERBE : German Turkish

- {gı'verbı} s meslek, sanat

GEWERBESCHULE : German Turkish

n {gı'verbışu:lı} e meslek okulu, teknik okul

GEWERBLICH : German Turkish

{gı'verplih} mesleki

GEWERBSMÄSSIG : German Turkish

{gıverpsme:sih} mesleki

GEWERKSCHAFT : German Turkish

en {gı'verkşaft} e sendika

GEWERKSCHAFTLER : German Turkish

- {gı'verşaftlır} r sendikacı

GEWICHT : German Turkish

" e {gıviht} s ağırlık; önem."

GEWILLT SEIN : German Turkish

{gıvilt zayn} istekli, niyetli

GEWIMMEL : German Turkish

- {gı'vimıl} s kalabalık

GEWINDE : German Turkish

"
{gı'vindı} s yiv, diş; çelenk."

GEWINN : German Turkish

" e{gı'vin} r kazanç, kãr; yarar."

GEWINNBRFNGEND : German Turkish

{gı'vinbringınt} kazançlı

GEWINNEN : German Turkish

{gı'vinın} kazanmak

GEWINNER : German Turkish

- {gı'vinır} r kazanan

GEWISS : German Turkish

" {gı'vis} emin; kuşkusuz, elbette."

GEWISSEN : German Turkish

{gı'visın} s vicdan

GEWISSENHAFT : German Turkish

{gı'visınhaft} vicdanlı

GEWISSENLOS : German Turkish

{gı,visınlo:s} vicdansız, insafsız

GEWISSENSBISSE : German Turkish

{gı'visınsbisı} (ç.) vicdan azabı

GEWISSERMASSEN : German Turkish

{gı'visırma:sın} adeta, sanki

GEWISSHEIT : German Turkish

en {gı'vishayt} e kesin bilgi, kesinlik

GEWITTER : German Turkish

- {gı'vitır} s fırtına