German Turkish
GIPFEL : German Turkish
- {'gipfıl} r zirve, doruk
GIPFELKONFERENZ : German Turkish
en {'gipfılkonferents} e zirve toplantısı
GIPS : German Turkish
e {gips} r alçı
GIRAFFE : German Turkish
n {gi'rafı} e zürafa
GIRO : German Turkish
s {'ji:ro} s ciro
GITARRE : German Turkish
n {gi'tarı} e gitar
GITTER : German Turkish
"
{'gitır} s parmaklık; ızgara."
GLANZ : German Turkish
{'glentsın} parlamak
GLAS : German Turkish
{'gle:zırn} cam(dan)
GLASER : German Turkish
" n {'gletı} e parlaklık; kayganlık; pürüzsüzlük."
GLASIG : German Turkish
n {'gla:sşaybı} e cam
GLASSCHEIBE : German Turkish
{'gletın} düzleştirmek
GLATT : German Turkish
" {glat} parlak; kaygan: pürüzsüz."
GLATZE : German Turkish
{'gloybih} dindar, sofu
GLAUBE : German Turkish
n {'gloybigı} r inanan, mümin
GLAUBEN : German Turkish
" {'glaubın} inanmak; sanmak."
GLEICH : German Turkish
" {glants} r parlaklık; görkem."
GLEICHARTIG : German Turkish
"
.er {gla:s} s cam; bardak."
GLEICHBERECHTIGT : German Turkish
{'glayhbırehtiht} eşit haklara sahip
GLEICHBLEIBEND : German Turkish
{'glayhblaybınt} değişmeyen, sabit
GLEICHEN : German Turkish
{'glayhın} benzemek, andırmak
GLEICHFALLS : German Turkish
{'glayhfals} keza, de
GLEICHGEWICHT : German Turkish
e {'glayhgıviht} s denge
GLEICHGÜLTFGKEIT : German Turkish
" {'glayhgültihkayt} e kayıtsızlık; önemsizlik."
GLEICHGÜLTIG : German Turkish
" {'glayhgültih} aldırışsız, ilgisiz; önemsiz."
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani