Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
HEMMUNGSLOS : German Turkish

{'hemmungslos} kendini tutamayan, frensiz

HENGST : German Turkish

e {hengst} r aygır

HENKEL : German Turkish

- {'henkıl} r kulp, sap

HENKER : German Turkish

- {'henkır} r cellat

HENNE : German Turkish

n {'henı} e tavuk

HER : German Turkish

{he:r} buraya, bu yana

HERAB : German Turkish

{he'rab} aşağıya

HERABLASSEN : German Turkish

" {he'raplasın} indirmek; de. tenezzül etmek."

HERABSETZEN : German Turkish

" {he'rapzıtsın} azaltmak; küçük düşürmek; fiyatını indirmek."

HERABSETZUNG : German Turkish

" en {he'rapzetsung} e küçük düşürme; indirim."

HERAN : German Turkish

{he'ran} yanına, buraya

HERANKOMMEN : German Turkish

{he'rankomın} yaklaşmak

HERANTRETEN : German Turkish

{he'rantre:tın} yaklaşmak

HERANWACHSEN : German Turkish

{he'ranvaksın} yetişmek, büyümek, serpilmek

HERAUF : German Turkish

{he'rauf} yukarı(ya)

HERAUFZIEHEN : German Turkish

{he'rauftsi:ın} yukarı çekmek, kaldırmak

HERAUS : German Turkish

{he'raus} dışarı(ya)

HERAUS BEKOMMEN : German Turkish

{he'rausbıkomın} bulmak, öğrenmek

HERAUSBRINGEN : German Turkish

" {he'rausbringın} yayımlamak, çıkarmak; bulmak, ortaya çıkarmak."

HERAUSFINDEN : German Turkish

{he'rausfindın} bulup çıkarmak, keşfetmek

HERAUSFORDERN : German Turkish

" {he'rausfordırn} davet etmek; meydan okumak."

HERAUSGEBEN : German Turkish

" {he'rausge:bın} yayımlamak, çıkarmak; teslim etmek, iade etmek."

HERAUSGEBER : German Turkish

- {he'rausge:bır} r yayımcı, editör

HERAUSKOMMEN : German Turkish

" {he'rauskommın} dışarı çıkmak; ortaya çıkmak."

HERAUSREISSEN : German Turkish

{he'rausraysın} koparmak