Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
HÄUFIGKEIT : German Turkish

e {'hauptba:nho:f} r gar, merkez istasyonu

HÄUSCHEN : German Turkish

- {'hausdi:nır} r uşak

HÄUSLICH : German Turkish

"
{'hausmaystır} r kapıcı; hademe."

HÖCHST : German Turkish

{hö:hst} en yüksek

HÖCHSTENS : German Turkish

{'hö:hstıns} en çok, en fazla, azami

HÖCHSTGESCHWINDIGKEIT : German Turkish

en {'hö:hstgışwindihkayt} e azami hız

HÖCHTSWAHRSCHEINLICH : German Turkish

{'hö:hstva:rşaynlih} büyük bir olasılıkla

HÖFLICH : German Turkish

{'hö:flih} nazik, kibar, saygılı

HÖFLICHKEIT : German Turkish

en {'hö:flihkayt} e nezaket

HÖHE : German Turkish

n {'hö:ı} e yükseklik, tepe

HÖHEPUNKT : German Turkish

e {'hö:ıpunkt} r en yüksek nokta, zirve, doruk

HÖHER : German Turkish

{'hö:ır} daha yüksek

HÖHLE : German Turkish

n {'hö:lı} e mağara, in

HÖHNISCH : German Turkish

{'hö:niş} alaycı, küçümseyen

HÖLLE : German Turkish

n {'hölı} e cehennem

HÖLZERN : German Turkish

{'höltsırn} tahta(dan)

HÖREN : German Turkish

{'hö:rın} işitmek, duymak

HÖRIG : German Turkish

{'hö:rih} bağımlı

HÖRIGKEIT : German Turkish

en { hö:rihkayt} e bağımlılık

HÖRSAAL : German Turkish

-säle {'hö:rza:l} s konferans salonu

HÖRSPIEL : German Turkish

e {'hö:rşpi:l} s radyo tiyatrosu

HÖSENBLUSE : German Turkish

n {'ho:zınblu:zı} e tünik bluz

HÜBSCH : German Turkish

{hüpş} güzel, şirin, hoş

HÜFTE : German Turkish

n {'hüftı} e kalça

HÜGEL : German Turkish

- {'hü:gıl} r tepe