German Turkish
STRAFRAUM : German Turkish
{'şta:fraum} r sp. ceza sahası
STRAFRECHT : German Turkish
{'ştra:freht} s ceza hukuku
STRAFSTOSS : German Turkish
e {'şta:fşto:s} r sp penaltı
STRAHL : German Turkish
en {ştra:l} r ışın
STRAHLEN : German Turkish
" {'ştra:lın} ışımak: ışın yaymak; parlamak."
STRAHLENBEHANDLUNG : German Turkish
en {'ştra:lınbıhandlung} e radyoterapi, ışın tedavisi
STRAHLEND : German Turkish
" {'ştra:lınt} ışıyan, ışın yayan; parlak; görkemli."
STRAHLUNG : German Turkish
en {'ştra:lung} e radyasyon, ışınım
STRAMM : German Turkish
{'ştrampıln} tepinmek
STRAMPELN : German Turkish
en {ştra:f-anştalt} e ceza evi, hapishane
STRAND : German Turkish
"
.e {ştrant} r kıyı, sahil; plaj."
STRANG : German Turkish
"
.e {ştrang} r ip; çile."
STRAPAZE : German Turkish
n {ştra'patsı} e güçlük, zorluk, zahmet
STRAPAZIEREN : German Turkish
" {ştrapa'tsi:rın} yormak zorlamak; yapabileceğinden fazlasını yaptırmağa çalışmak."
STRASSE : German Turkish
n {'ştra:sı} e cadde, yol, sokak
STRASSENBAHN : German Turkish
en {'ştra:sınba:n} e tramvay
STRASSENBELEUCHTUNG : German Turkish
{'ştra:sınbıloyhtung} e yolların aydınlatılması
STRASSENKARTE : German Turkish
n {ştra:sınkartı} e karayolları haritası
STRASSENKEHRER : German Turkish
{'ştra:sınke:rır} r çöpçü, temizlik işçìsi
STRATEGIE : German Turkish
n {ştrate'gı} e strateji
STRATEGISCH : German Turkish
{ştra'te:giş} stratejik
STRATOSPHÄRE : German Turkish
{ştratos'fe:rı} e stratosfer
STRAUCH : German Turkish
{'ştrauhıln} sendelemek
STRAUCHELN : German Turkish
e {'ştra:f-antra:k} r ceza isteği
STRAUSS : German Turkish
e {ştraus} r devekuşu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani