Multilingual Turkish Dictionary German Turkish

UNGEWISS : German Turkish

{'ungıvis} belirsiz, şüpheli, kesin olmayan

UNGEWISSHEIT : German Turkish

{'ungıvishayt} e kesin (belli)olmama hali, belirsizlik

UNGEWOHNLICH : German Turkish

{'ungıvö:nlih} alışılmamış, olağan olmayan

UNGEWOHNT : German Turkish

{ungıvo:nt} alış(ıl)mamış

UNGEZIEFER : German Turkish

-{'ungıtsi:fır} s zararlı böcekler, haşarat

UNGEZOGEN : German Turkish

" {'ungıtso:gın} yaramaz; arsız, küstah, kaba."

UNGEZWUNGEN : German Turkish

" {'ungıtsvungın} doğal, yapmacıksız; teklifsiz."

UNGLAUBLICH : German Turkish

{'unglauplih} inanılmaz

UNGLAUBWÜRDIG : German Turkish

{'unglaupvürdih} güvenilmez

UNGLEICH : German Turkish

{'unglayh} eşit olmayan, farklı

UNGLÄUBIG : German Turkish

{'ungloybih} dinsiz, imansız

UNGLÜCK : German Turkish

" e {'unglük} s şansıziık, talihsizlik; felaket, facia; kaza."

UNGLÜCKLICH : German Turkish

" {'unglüklih} talihsiz, zavallı; üzgün, mutsuz"

UNGLÜCKLICHERWEISE : German Turkish

{'unglüklihırvayzı} yazık ki, ne yazık, maalesef

UNGLÜCKSFALL : German Turkish

e {'unglüksfal} r kaza

UNGÜLTIG : German Turkish

{'ungültih} geçersiz

UNGÜLTIGKEIT : German Turkish

{'ungültihkayt} e geçersizlik

UNGÜNSTIG : German Turkish

{'ungünstih} elverişsiz, uygunsuz

UNHEIL : German Turkish

{'unhayl} s felåket, belå

UNHEILBAR : German Turkish

" {'unhaylba:r} iyileştirilemez; çaresiz."

UNHEILBRINGEND : German Turkish

{'unhaylbringınt} uğursuz

UNHEIMLICH : German Turkish

" {'unhaymlih} korkutucu, tekin olmayan; kd. son derece, pek çok."

UNHYGIENISCH : German Turkish

{'unhügye:niş} sağlığa zararlı

UNHÖFLICH : German Turkish

{unhöflih} nezaketsiz, kaba

UNIFORM : German Turkish

en {uni'form} e üniforma