German Turkish
German Turkish
SCHLAUKOPF : German Turkish
[der] anasının gözü, kurnaz
SCHLECHT : German Turkish
" kötü, fena; bozuk; zayıf"
SCHLECHT ABSCHNEIDEN : German Turkish
kötü sonuca ulaşmak
SCHLECHT AUFGELEGT SEIN : German Turkish
keyifsiz olmak, neşesiz olmak
SCHLECHT BEKOMMEN : German Turkish
dokunmak
SCHLECHT GELAUNT : German Turkish
keyifsiz, neşesiz¡
SCHLECHT GERATEN : German Turkish
aşarısızlıkla sonuçlanmak
SCHLECHT UND RECHT : German Turkish
şöyle böyle
SCHLECHTE AUGEN HABEN : German Turkish
gözleri iyi görmemek
SCHLECHTERDINGS : German Turkish
kesinlikle, mutlaka, behemehal
SCHLECHTHEIT : German Turkish
[die] kötülük, fenalık
SCHLECHTHIN : German Turkish
kesinlikle, mutlaka
SCHLECHTIGKEIT : German Turkish
" [die] kötülük, fenalık; bozukluk; alçaklık"
SCHLECHTMACHEN : German Turkish
çekiştirmek, kötülemek, karalamak
SCHLECHTWEG : German Turkish
açıkçası, doğrusu
SCHLECKEN : German Turkish
yalamak
SCHLEGEL : German Turkish
" [der] (davul) değnek, tokmak; varyos; çekiç; budun üst kısmı"
SCHLEICHEN : German Turkish
" sürünmek; yavaşça sokulmak"
SCHLEICHEND : German Turkish
" yerde sürünen; yavaş yavaş ilerleyen"
SCHLEIE : German Turkish
[die] kilizbalığı
SCHLEIER : German Turkish
" [der] peçe, tül, yaşmak; duvak"
SCHLEIERHAFT : German Turkish
esrarengiz, karanlık, anlaşılmaz
SCHLEIFE : German Turkish
" [die] ilmik, halka, göz; dönemeç, viraj; fiyonk, papyon"
SCHLEIFER : German Turkish
" [der] bileyici; perdahçı"
SCHLEIFSTEIN : German Turkish
[der] bileğitaşı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani