Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
PLATTNSCHE : German Turkish

pl. zo. yan-yüzergiller
form / sahanlik, plat-form
fuß m l. düztaban
F havasi kacan ic lastik
naut. (Spaltwache) aydos
Tuß.elnlage / taban altli^i 2gedrückt pide gibi; yamyassi 21eren kaplamak; kaplama koymak; plake (od. düble) etm

PLATTWÜNNER : German Turkish

pl. zo. yassikurtlar, yassisolucanlar; arizül-cisim

PLATZ : German Turkish

m l. yer, mevki, mevzi, mahal, konum
(Raum) yer
(Bau^) arsa
(freier) meydan, alan
(Sitz9) oturacak yer
(Steh2) ayakta durulacak yer
(Sport) a) saha b) (Tennis^) kort c) (Rennen) plas
(Amt, Stellung) vazife, memuriyet; ~ machen yer (od. yol) acmak (od. vermek); savulmak; (Menge a.) acilmak; immer mehr ^ greifen gittikce yayilmak, tutunmak, sirayet etm.; ^ nehmen oturmak; Nehmen Sie in dem Sessel hier ~/ Siz bu koltuga gecin! viel ~ wegnehmen (Gepäck, Möbelstück usw.) kalabahk etm., yer tutmak; Die Bank hat ^ für viele Leute. Bu kanepe cok kisi alir. Wenn wir noch etwas (mehr) zusammenrücken, können wir alle ~ finden. Biraz daha sikisirsak, hepimiz siganz. am ^ sein ßg. yerinde olm., yakisik almak; yaramak; Jeder bleibt an seinem ~/ Herkes yerli yerinde kalsin! an seinem ^ stehen (z. B. Buch) yerinde durmak; auf den ^ treten (um einzugreifen) meydana atlimak; auf dem ~ bleiben (Schlacht) yerinde kala kalmak; vom ~ verweisen Fb. sahadan cikarmak
angst / psych. meydan korkusu; agorafobi; havfi füshat
anweiser(ln /) m (Th., Kino) yer gösteren (od. gösterici); plasör, plasöz

PLATZEN : German Turkish

l. patlamak, infiläk etm.
(Risse bekommen) yarilmak, catlamak, yirtilmak; Ich könnte ^ vor Wuti F (^at diye orta verimden catlayaca^im. Ich bin vor Lachen fast geplatzt, Göbegim catlaymcaya kadar güldüm. (yat-layaslya güldüm. und wenn du platz(es)t
. catlapatia; geplatzt catlak 2karte / (Eisenbahn) numara kuponu ^mangel m yersizlik 2patrone / manevra {od. talim) fisegi 2regen m siddetli yagmur; saganak 2wart m saha bekcisi 2vertreter m H mahalli acenta 2wechsel m l. yer degistirme
H keside ve tediye yeri bir olan police

PLAUDEREI : German Turkish

konusma, sohbet, hosbes, musahabe, yarcnlik, muhabbet
er in (angenehmer) hossohbet 2n l. tatli tatli konusmak; sohbet {öd: hosbes) etm., yarenlik etm.; F: b-le laf etm.
(über et.) bsden kapi acmak; aus der Schule ^ ßg. bir sirn ifsa etm.; bsi dile vermek; über dieses und jenes
dereden tepeden ahbaphk {od. yarenlik) etm.
lasche/ F söz ebesi; cene kavafi; agzi gevsek; bosbogaz; cenesi düsük
ton m musahabe edasi

PLAUSIBEL : German Turkish

makul, inanilabilir; akla yakin; belli basli; j-m et. ~ machen b-ne bsi begendirmek

PLAUTUS : German Turkish

n.pr. Plotüs

PLAUZ : German Turkish

! Int. zm^adak! güm! küttedek! cumbadak!

PLAYBOY : German Turkish

m hovarda, zevkperest. ucan

PLAZENTA : German Turkish

fbiol. dölesi, etene, mesime, son

PLAZET : German Turkish

n sah; sein ~ geben sah cekmek

PLAZIEREN : German Turkish

plase etm.. plaselemek
t: gut
er Schuß Fb. plase bir vurus °ung / (Sport) siralama

PLEBEJER : German Turkish

m l. (im alten Rom) plebeyen
(heute) kaba, bayap;! bir adam

PLEBISZIT : German Turkish

n plebisit, tümdanis, reyiam; ärayi umumiye

PLEBS : German Turkish

l. / bist. plebeyen smifi
m (heute) ayaktakimi; asagi halk tabakasi; döküntü, avam

PLEINPOUVOIR : German Turkish

n tarn salähiyet; plenpuvar

PLEISTOZÄN : German Turkish

n. 2 geol. pleistosen; buzul ca||i

PLEITE : German Turkish

parasiz, meteliksiz, ziigurt; cebi bös; V: tml, mangir-siz, kokoz, dimdizlak; — sein metelige kursun atmak; ^ gehen topu atmak; ifläs etm. 2/
(Bankrott) iflas
(Mißerfolg) basansizhk, fiyasko
(Ruin) yikim, katastrof

PLEKTRON : German Turkish

n mus. mizrap, calgic, tezene

PLEMPE : German Turkish

l. Sa. kasatura
V fena icki

PLEMPLEM : German Turkish

F kacik, deli; girmis cikmis

PLENARSITZUNG : German Turkish

umuml heyet toplantisi
Versammlung / umumi meclis toplantisi

PLENUM : German Turkish

n bir parlamentonun bütün üyeleri; umuml heyet

PLEONASMUS : German Turkish

m stil. hasiv. artiklama, tekerrür, geneleme (kesreti tekrar, tekriri merdut, iadei mana) °tischhasivli

PLESIOSAURIER : German Turkish

;
us m zo. pleziyozor