Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KİSKİS : Ottoman Turkish

Taşın ve toprağın ufağı

KİSR : Ottoman Turkish

Üstünde eti çok olmayan kemik. * Çadır eteği

KİSRA : Ottoman Turkish

Husrevden muarreb veya galat olan bu isim Sa'sâniler sülâlesinden olan Eski İran padişahlarına ve bilhassa Nevşirvan'den sonrakilere verilmiş olup, Rum imparatorlarına Kayser, Çin hükümdarlarına Fağfur ve Hakan denildiği gibi, bunlara da Kisra denilirdi

KİSRE : Ottoman Turkish

(C: Kiser) Ekmek parçası. * Parçalanmış olan şeyin bir parçası

KİSRÂ : Ottoman Turkish

eski iran hükümdarı

KİST : Ottoman Turkish

f. Kimdir? (mânâsına soru edâtı)

KİSVE : Ottoman Turkish

Elbise. Kılık. Hususi kıyafet. Küsve. Kisbet

KİSVE : Ottoman Turkish

kılık, elbise

KİSVE-İ İLMİYE : Ottoman Turkish

İlim adamlarına, hocalara âit elbise

KİSVET : Ottoman Turkish

Elbise. * Özel kıyâfet. * Yağlı güreş yapan pehlivanların giydikleri, meşinden ve dar paçalı olan pantolon. Kisbet

KİTAB : Ottoman Turkish

Kitab. * Levh-i mahfuz. * Kur'ân

KİTAB-HANE : Ottoman Turkish

f. Kitabevi, kütüphane. Kitap okunan veya satılan yer

KİTAB-I MÜBİN : Ottoman Turkish

(Bak: İmam-ı Mübin)

KİTABE : Ottoman Turkish

Kabartılarak veya oyularak sert levhalar üzerine yazılan yazı. Levha olarak yazılan manzum olmayan nesir halinde levha yazma ilmi. * Mezartaşı yazısı

KİTABE-İ SENG-İ MEZAR : Ottoman Turkish

Mezar taşı yazısı

KİTABET : Ottoman Turkish

Yazmak. Kâtiblik. Usulüne göre bir şeyi yazmak

KİTABET-İ FITRİYE : Ottoman Turkish

Fıtri olan yazılmış şeyler. * Kâinat sahifelerinin kitab gibi oluşu

KİTABÎ : Ottoman Turkish

Kitaba dair ve müteallik. Kitaba tabi olan. Kitaba uygun. Kur'an, İncil, Tevrat kitablarından birine inanan. Semavî kitaplardan birine inanan

KİTAF : Ottoman Turkish

İp

KİTBE : Ottoman Turkish

Kitabe yazmak. Zam ve cem'etmek. Artırmak ve biriktirmek

KİTFEYN : Ottoman Turkish

İki omuz küreği

KİTİ : Ottoman Turkish

(Giti) f. Dünya. Yer. Cihan. Âlem

KİTLE : Ottoman Turkish

Kütle. Yığın. Küme. * Mâden, taş gibi şeylerden toplu şey

KİTLE : Ottoman Turkish

kütle, yığın, öbek

KİTMAN : Ottoman Turkish

Sır saklama. Kimseye sır açmama hâli