Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KUTR-U DÂİRE : Ottoman Turkish

Geo: Dairenin kutru. Çap

KUTRE : Ottoman Turkish

Avcılar kümesi

KUTRENÎ : Ottoman Turkish

Kutur itibariyle, çap olarak

KUTRUB : Ottoman Turkish

Bir kuş

KUTRUTÎ : Ottoman Turkish

Kısa boylu küçük adam

KUTTA' : Ottoman Turkish

(Katı'. C.) Kesiciler, kat' ediciler, kesenler

KUTTA-İ TARİK : Ottoman Turkish

Yol kesenler, eşkiyalar, haydutlar

KUTTAL : Ottoman Turkish

(Katil. C.) Katiller, öldürücüler, öldürenler. Katledenler

KUTTAN : Ottoman Turkish

(Katın. C.) Yerliler, oturanlar, sâkinler

KUTU' : Ottoman Turkish

Zelil olmak. Hakarete uğramak

KUTUB : Ottoman Turkish

(Kutb. C.) Kutublar

KUTUB : Ottoman Turkish

üyük evliya

KUTULÂYEMÛT : Ottoman Turkish

ölmeyecek kadar yiyecek

KUTUR : Ottoman Turkish

Pintiliğinden dolayı ailesini sıkıntı içinde bırakan adam

KUUD : Ottoman Turkish

Cülus. Oturmak. * Namazın oturarak kılınan kısmı. Secdede iken kalkıp oturmak

KUULE : Ottoman Turkish

Ayağının arkasıyla yerden toprak saçmak

KUUR : Ottoman Turkish

(Ka'r. C.) Dipler, derinlikler. Nihâyetler

KUVA' : Ottoman Turkish

Erkek tavşan

KUVAM : Ottoman Turkish

Koyunun ayaklarını tutan bir hastalık

KUVARE : Ottoman Turkish

Yuvarlak parça (ki gömlek yakasından veya kavun, karpuz başından keserler.)

KUVB : Ottoman Turkish

Yavru

KUVVAD : Ottoman Turkish

Kumandanlar, seraskerler, komutanlar

KUVVE : Ottoman Turkish

Kuvvet. Güç. * Salâhiyyet. İktidar. * Fikir. Niyet. * Hasse. His. Duygu. Meleke. * Kabiliyyet. (Za'fiyyetin zıddı)

KUVVE : Ottoman Turkish

kuvvet, düşünce, duygu, yetenek

KUVVE-İ AN-İL-MERKEZİYE : Ottoman Turkish

Merkezkaç kuvvet. Cisimlerin kendi mihveri üzerine hareketi zamanında merkezinde hâsıl olan kuvvete denilir. Merkezde dönen bir tekerleğin etrafında yapışık veyahut üstünde taşıdığı cisimlerin etrafa yayılıp dağılmasıyla bu kuvvetin mevcudiyyeti anlaşılır