Ottoman Turkish
KUŞİŞ : Ottoman Turkish
f. Çalışma, çabalama, gayret sarfetme, uğraşma
KUŞUR : Ottoman Turkish
(Kışr. C.) Kabuklar, kışırlar
KUŞUR-İ EŞCAR : Ottoman Turkish
Ağaç kabukları
KUŞUTA : Ottoman Turkish
Burnun çökük ve yassı olması
KÂ'BE : Ottoman Turkish
"(Kâbe) Dünyanın en kudsi ma'bedi. Beytullah, Beyt-ül Ma'mur, Beyt-ül Atik. Bütün mü'minlerin ibâdet esnâsında yöneldikleri merkez. Dört köşe olduğu için Kâbe denir. Bu mukaddes makamın etrafına Mescid-ül Haram ismi verilir. İçinde bir kısım olarak Makam-ı İbrahim mevcuddur. Burası İbrahim Aleyhisselâm'ın Kâbe'yi bina ederken, yahut insanları hacca davet ederken, üzerine çıktığı taşın bulunduğu yerdir. Tavaf namazı burada kılınır. Kâbe'nin ilk inşası Hz. Âdem (A.S.) tarafından olduğuna dair rivayetler vardır. Bedahetle malûm olan ise; Sahih-i Buharî Tercümesine ve çok kıymetli delillere binaen İbrahim ve İsmail Aleyhisselâmlar inşa etmişlerdir. Bu husus âyet-i kerime ile de sâbittir.(Beyt-ül Muazzam'ın âmir-i inşası: Allah-ü Zülcelil; mübelliği ve mühendisi: Cibril; ilk bânisi: İbrahim Halil, muavini de İsmail olduğu en sahih rivayet olarak kabul edilmek icabeder... diye Sahih-i Buharî Tercümesinde Hâfız İbn-u Kesir'den nakledilmiştir.) Kâbe kıblegâhtır. Üzerine farz olan müslümanların, hacc zamanında gidip ziyaret etmeleri icabeden en mühim ve en büyük mabedimiz."
KÂ'BE-İ KEMALÂT : Ottoman Turkish
Kemâlât kâbesi. Yâni herkesin teveccüh etmesi gereken en yüksek kemalât merkezi
KÂ'BET-ÜL ULYÂ : Ottoman Turkish
şerefi ve kudsiyyeti pek yüksek Kâbe
KÂ'BET-ÜL ÂMÂL : Ottoman Turkish
İsteklerin ve emellerin yönelmiş olduğu yer
KÂ'BETEYN : Ottoman Turkish
İki Kâbe. Mekke-i Mükerreme'deki Kâbe-i Muazzama ile, Kudüs'teki Mescid-i Aksâ
KÂBBE : Ottoman Turkish
Hüzünden ve gamdan dolayı, hali kötü ve kalbi kırık olmak
KÂBE : Ottoman Turkish
namaz için yöneldiğimiz mukaddes mabet
KÂBİ' : Ottoman Turkish
Dolu kap
KÂBİSE : Ottoman Turkish
Ucu üstüne eğri ve kıvrık olan burun
KÂBUK : Ottoman Turkish
f. Yuva. Kuş yuvası
KÂBUL : Ottoman Turkish
Avcıların kemendi
KÂBUS : Ottoman Turkish
korkulu rüya
KÂBIZ : Ottoman Turkish
tutan, sıkan, kavrayan
KÂC : Ottoman Turkish
f. Küçük bir çeşit çam
KÂD : Ottoman Turkish
f. Hırs, tamahkârlık
KÂDİYE : Ottoman Turkish
Soğuk. * Afet, belâ
KÂF-NUN TEZGÂHI : Ottoman Turkish
"(Risale-i Nur Külliyatında geçen bir tabirdir) Allah'ın Kün emriyle her işin olması. (Kün ) ""Ol"" emri olan bu kelime ""Kâf"" ve ""Nun"" harfleri ile yazıldığından böyle denilmiştir."
KÂFFE : Ottoman Turkish
Hep. Bütün. Cümle
KÂFFE : Ottoman Turkish
ütün
KÂFFE-İ EF'AL : Ottoman Turkish
Bütün işler
KÂFFE-İ EFRÂD : Ottoman Turkish
Bütün fertler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani