Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MENKUZ : Ottoman Turkish

ozulmuş

MENKUŞ : Ottoman Turkish

(Nakş. dan) Nakşolunmuş. İşlenmiş. Nakış yapılmış. Boya ile süslenmiş

MENKUŞ : Ottoman Turkish

nakışlı

MENKUŞE : Ottoman Turkish

Nakşolunmuş, işlenmiş. * Kemik çıkmış olan baş yarığı

MENKÛHA : Ottoman Turkish

nikâhlı kadın

MENKÛR : Ottoman Turkish

inkâr edilen

MENKÛS : Ottoman Turkish

tersine çevrilmiş

MENKIBE : Ottoman Turkish

hayat hikayesi

MENMUL : Ottoman Turkish

(Neml. den) Üzerine karınca üşüşmüş olan şey

MENN : Ottoman Turkish

Nimet vermek. İyilik etmek. * Minnet. * Rıza. * Esiri fidye almadan, ücretsiz salıvermek. * Kesmek. * Zayıf etmek. * Ettiği iyiliği başa kakmak. * İki batman ağırlık. * Kudret helvası

MENNAC : Ottoman Turkish

Çok bahşiş veren. İhsan eden

MENNAN : Ottoman Turkish

İhsanı bol. Çok çok ihsan eden. En çok nimet veren. (Allah)

MENNANE : Ottoman Turkish

Malı, mülkü, serveti için kendisiyle evlenilen kadın

MENNÂ' : Ottoman Turkish

(Men'. den) Alıkoyan, mâni olan, yaptırmayan. * Önleyici, men'edici

MENNÂ-UL HAYR : Ottoman Turkish

Hayır ve iyiliğe mâni olan. Hayrı önleyen

MENNÂN : Ottoman Turkish

kullarına bol nimet ve ihsanlarda bulunan Allah

MENSAF : Ottoman Turkish

(C: Menâsıf) Her şeyin yarısı

MENSEA : Ottoman Turkish

(C: Menâsi') Otu tez biten yer

MENSEC : Ottoman Turkish

(Nesc. den) Bez, çulha vs. dokunan yer. Örücü işyeri. Trikotaj atelyesi

MENSEK : Ottoman Turkish

(C.: Menâsik) İbâdet yeri. İbâdetgâh. * İbâdet yapma usulü. * Kurban kesecek yer

MENSİC (MENSEC) : Ottoman Turkish

(C: Menâsic) Bez dokuyacak yer. * Boyun ile kürek arası

MENSİK (MENSEK) : Ottoman Turkish

(C: Menâsik) İbadet edecek yer. * Kurban kesilecek yer. * Kesilmiş kurban

MENSİM : Ottoman Turkish

(C.: Menâsim) Alâmet, işaret, nişân, iz, eser. * Yol, tarik. * Deve tırnağı

MENSİYAT : Ottoman Turkish

(Mensi. C.) Hatırdan çıkıp unutulmuş şeyler

MENSİYET : Ottoman Turkish

Unutulma, hatırdan çıkma