Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MEZAMM : Ottoman Turkish

Zemmetmek. Ayıplamak

MEZAN : Ottoman Turkish

Zannolunan yerler veya şeyler. Zan ve şübhe verecek şeyler

MEZAN-ÜL ÎCAZ : Ottoman Turkish

İcaz zannedilen yerler

MEZAR : Ottoman Turkish

Ziyaret yeri. Ziyaretgâh. * Mezar. Kabir. Ölünün gömüldüğü yer. Makber

MEZAR-I ZÂR : Ottoman Turkish

f. Ağlayan mezar

MEZARAT : Ottoman Turkish

(Mezar. C.) Kabirler. Mezarlar

MEZARE : Ottoman Turkish

Kalb katılığı. * Büyüklük, azamet

MEZARET : Ottoman Turkish

Kalbin şiddeti

MEZARİ' : Ottoman Turkish

(Mezraa. C.) Tarlalar, bostanlar. Zirâat olunacak yerler

MEZARİ-İ MÜNBİTE : Ottoman Turkish

Münbit ve verimli tarlalar

MEZARİB : Ottoman Turkish

(Mızrâb. C.) Mızraplar. Kanun, ud gibi çalgı âletleri

MEZARİK : Ottoman Turkish

(Mızrâk. C.) Mızraklar, kargılar

MEZARİSTAN : Ottoman Turkish

f. Mezarlık

MEZARRE : Ottoman Turkish

Isırmak

MEZAYA : Ottoman Turkish

Meziyyetler. İyilikler. Hasletler

MEZAYA-YI GALİYE : Ottoman Turkish

Çok kıymetli, yüksek meziyetler

MEZAYIK : Ottoman Turkish

Dar ve sıkıntılı yerler

MEZBAHA : Ottoman Turkish

Hayvanları kesecek yer

MEZBAHA : Ottoman Turkish

hayvan kesim yeri

MEZBELE : Ottoman Turkish

(C: Mezâbil) Otun sıcaktan solacak olduğu yer

MEZBELE : Ottoman Turkish

çöplük

MEZBUB : Ottoman Turkish

Sinekli

MEZBUBE : Ottoman Turkish

Sineği çok olan yer

MEZBUH : Ottoman Turkish

Kesilen. Zebhedilen. Boğazlanmış. * Kurban edilmiş

MEZBUHÂNE : Ottoman Turkish

f. Boğazlanır gibi. Boynundan kesilircesine. * Çırpınarak, son ümid ve son kuvvetle